Various factors determine and affect economic growth, one of which is exports. Trade theory also ... more Various factors determine and affect economic growth, one of which is exports. Trade theory also states that exports increase the growth of the domestic economy in various ways. For this reason, the effect of exports on economic growth is a long-term area of research. In addition to the studies examining the effect of foreign trade on economic growth in the literature, some studies investigate the effects of economic growth on export capacity. These studies suggest that the export-based economic growth hypothesis is valid when the causality relationship between exports and growth is from exports to growth, and the growth-led export hypothesis is valid when it is from growth to exports. To this end, the primary purpose of this study is to investigate the validity of the new economic model for Turkey in two different periods. In this context, this study comparatively focuses on the 1999:Q1–2013:Q4 and 2014:Q1–2021:Q4 periods to test the validity of the export-led growth hypothesis and...
Bitcoin, sahibi ve merkezi otoritesi bulunmayan eşler arası elektronik nakit sistemi olarak ortay... more Bitcoin, sahibi ve merkezi otoritesi bulunmayan eşler arası elektronik nakit sistemi olarak ortaya çıkmıştır. Herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan değişim aracı olarak kullanılması, işlemlerin hızlı ve maliyetinin düşüklüğü gibi sebeplerle de yıllar içerisinde popülaritesini artırmıştır. Bu süreçte dolaşımdaki miktarının ve talebindeki artışlar ile fiyatındaki ani yükselişler ve düşüşler yüksek oynaklığa neden olmuştur. Bu sebeple çalışmada, Bitcoin getirilerinde haftanın günü etkisi ile getirilerdeki oynaklığın belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda çalışmada 2877 günlük kapanış fiyatlarından oluşan veri seti kullanılarak analiz sonucu göreli olarak sağlamlaştırılmıştır. Analiz sonucunda getirinin en yüksek olduğu gün pazartesi, getirideki oynaklığın en yüksek olduğu gün cumartesi olarak belirlenmiştir.
The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial... more The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial systems for the period from 20 August 2004 to 28 February 2014. The global crisis in 2007 has brought attention to the urgent need to understand the systemic risk issues and the stability of financial systems along with their actors. To assess systemic risk, Adrian and Brunnermeier (2011) advocated the use of conditional value-at-risk (CoVaR) methodology in integrating quantile regression. Instead of the value-at-risk (VaR), which is unable to detect systemic risk, we seek to use the CoVaR methodology to calculate the systemic risk levels of the United States and European markets. In the light of related findings, we conclude that the insurance sector contributes most to the systemic risk in the USA, while in the Eurozone, it is the financial services sector that is highly interconnected with systemic risk.
WSEAS TRANSACTIONS ON BUSINESS AND ECONOMICS, 2022
This study investigates Spain's role in Portugal’s economic development and analyzes the assu... more This study investigates Spain's role in Portugal’s economic development and analyzes the assumption that Spain’s import from Portugal is the factor that increases Portugal’s per capita income the most. Apart from these reasons, there are several other motivations to focus on foreign trade between Spain and Portugal. The first is to examine the impact on Portugal of the increases in GDP, exports and imports of Spain, which is the major country and borders Portugal. Second, this study aims to test the growth spread. According to the test results, the economic growth of Spain positively affects the growth of Portugal in the long and short term. In addition, it was concluded that the share of imports has more positive effects than exports in the long run. It shows that the deviation in the variables according to the error correction term result converges to only 85 percent in the t period. The findings are also consistent with previous research supporting the economic integration ar...
Çalışmada, bölgesel kalkınma ajanslarının Türkiye’deki bölgesel ve makro ölçekteki kalkınmaya etk... more Çalışmada, bölgesel kalkınma ajanslarının Türkiye’deki bölgesel ve makro ölçekteki kalkınmaya etkisi, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) ve Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) örnekleri üzerinden saptanmaya çalışılmıştır. Türkiye’de bölgesel kalkınma ajansları, 2000’li yıllarda küreselleşme ile birlikte Türkiye ile AB arasındaki uyumlaştırma sürecinin ön plana çıkması, yönetişim ve bölgesel politikaların önem kazanması ve buna bağlı olarak merkezden yönetilen kalkınma politikalarının terkedilmesine bağlı olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Bölgesel kalkınma ajansları, sorumlu oldukları bölgelerde mikro ölçekli kalkınma politikalarında temel aktör olarak görevlerini yerine getirmektedirler. Bölgesel kalkınma ajansları, bu çerçevede bölgesel kalkınmayı sağlayarak tabandan tavana anlayışıyla bölgelerin rekabet gücünün arttırılması ve potansiyellerinin ortaya çıkartılmasını sağlamaktadır. Türkiye’de bölgesel kalkınma ajanslarının 2000’li yıllar ile birlikte kalkınma politikalarında tem...
Dünyadaki hızlı büyüme trendi içerisinde özellikle turizm sektöründen döviz geliri elde eden geli... more Dünyadaki hızlı büyüme trendi içerisinde özellikle turizm sektöründen döviz geliri elde eden gelişmiş ülkelerin ekonomik kazançları, gelişmekte olan ülkelerin turizm sektörünü gündemine almasını sağlamıştır. Asıl neden dünya turizm gelirlerinden daha fazla pay almaktır. Gelişmekte olan ülkelerin ana sorunlarından biri olan hızlı nüfus artışı, emekyoğun özellik gösteren turizm sektörünün gelişmesinden fayda sağlayacaktır. Turizm sektörünün diğer bir etkisi ülke imajına olan katkısıdır. Sağlanan imaj ile ülke mallarına olan talep artacaktır. Diğer bir ifade ile uluslararası turizm hareketliliği sonrasında ortaya çıkan ülke imajı, önemli bir hizmet ve mal pazarlama unsuru olacaktır (Bozkurt ve Çağlı 1991). Son dönemlerde ülkelerin ekonomilerine çok fazla katkı yapan turizm sektörü, kültürel ve geleneksel değerlerin tanıtımına doğru yönelmeye başlamıştır. Bu bağlamda, turizm sektörü açısından hem dünyada hem de ülkemizde önem kazanan yöresel değerler arasındaki karmaşayı önlemek adına hazırlanan bir yasa ile turistik değer taşıyan ve kendi yörelerine ekonomik anlamda katkı sağlayan ürünlere "Coğrafi İşaretleme" yapılmaya başlamıştır. Coğrafi işaretlemeye yönelik ilk yasal düzenleme AB (Avrupa Birliği) ölçeğinde 1992 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Yapılan düzenlemeler
Ekonomik darbogazlar, siyasi ve sosyal problemler, ticaret hayatini olumsuz yonde etkilemektedir.... more Ekonomik darbogazlar, siyasi ve sosyal problemler, ticaret hayatini olumsuz yonde etkilemektedir. Yasanan olumsuzluklar nedeniyle satis hedeflerini tutturamayan isletmeler, maliyetlerini ve borclarini karsilayamaz duruma gelebilmekte ve bu durum kapanma-iflas durumlarina yol acabilmektedir. Mali yapisi bozulan isletmelerin, yasadiklari bu olumsuz durumdan kurtularak faaliyetini surdurmesi ve ekonomi icerisinde kalmasinin hedeflendigi birtakim yasal tesvikler ve uygulamalar soz konusudur. Bu uygulamalar arasinda 2018 yilinda yeniden islerlik kazandirilan konkordato uygulamasi; yargi organlarinin gozetimi ve denetimi altinda, isletmelerin mali durumunu duzeltmeleri, alacaklilari ile anlasarak borclarini odemeleri, borclarinda tenzilat, indirim ve erteleme gibi imkanlar sunmaktadir. Calismamizda, Turk Hukuk sisteminde yillar itibariyle bazi kanunlarla degistirilen-kaldirilan konkordato uygulamasi, Islâm Hukuk sistemi baglaminda degerlendirilmistir. Kendisinden beklenen sonuclar acisind...
1930’lu yillarda, devletci sanayilesme agirlikli politikalar ile hazirlanmis olan birinci ve ikin... more 1930’lu yillarda, devletci sanayilesme agirlikli politikalar ile hazirlanmis olan birinci ve ikinci bes yillik sanayi planlarinin uygulanmasi ile 1929 ekonomik buhraninin olumsuz etkileri ortadan kaldirilmaya calisilmistir. Turkiye, bu donemde Sovyetler Birliginden sonra planli kalkinmayi ekonomik ve toplumsal acidan bir arac ve amac olarak kullanan ikinci ulke olarak anilmaktadir. 1930’lu yillarda uygulanilmaya calisilan sanayi planlari bu amac ile hareket edilerek ve mevcut araclar kullanilarak uygulanmaya calisilmistir. 1930’lu yillara ait diger bir gelisme ise devletci sanayi politikalarinin uygulanmasina destek veren bir aydin hareketi olan Kadro hareketidir. Planlarin hazirlanmasinda kendilerinden ve yazdiklari yazilardan doneme damgalarini vurduklari konusunda belirgin bir hemfikirlilik vardir. Kadro hareketinin onerdigi devletcilik anlayisinin temelinde, Turk devrim ideolojisini sistemlestirmeyi amac edinen bir yaklasim sergilenmistir. Kadrocular; ic politika ile ilgili oner...
It is one of the basic tools in fighting against inflation to increase independence of the centra... more It is one of the basic tools in fighting against inflation to increase independence of the central banks. But the findings of the research for performances of different countries show that an increase of independence level of central banks effects economic growth negatively. In this paper the relationship between the independency of central bank and economic growth will be analyzed by taking some country cases into account. The aim of this paper is that shows the relationship between the volatility of economic growth and independence of central banks for countries including Brazil, United Kingdom, Turkey, Chile and Israel. In this context in econometrical part we use panel OLS method with the reel GDP data of countries and dummy variable which represent independence of central bank for analysis. We expect that independence of central bank affects economic growth volatility positively. .
Sustainable development approach, as a concept, was in more demand in the last quarter of the twe... more Sustainable development approach, as a concept, was in more demand in the last quarter of the twentieth century although its embodiment in theory based on the inception period of economics. The latest concept including this approach is eco-economy, a compound consisting of economy and ecology. The concept has been widely discussed in the relevant literature in the recent times. Despite all these discussions, creating new strategies for building an eco-economical structure in regard with sustainable development approach has not been in question within this period. In this connection, one of the main themes concerning the approach in question is the sustainable waste management. This method is primarily based on the management of renewable and nonrenewable natural resources and recycling wastes that are left over from these resources in production process. Waste Exchange is a micro practice providing to bring out the renewable resources which is one of the requirements for sustainable...
Bu calismada serbest bolgelerin dunyada ve Turkiye’deki gelisimi ele alinarak serbest bolgelerin ... more Bu calismada serbest bolgelerin dunyada ve Turkiye’deki gelisimi ele alinarak serbest bolgelerin cesitleri, yararlari ve iktisadi etkileri teorik olarak ele alinmistir. Bununla birlikte Turkiye’deki serbest bolgelerin performanslari ve Kocaeli’nde kurulan KOSBAŞ adli Serbest bolgenin durumu, bolgeye saglayacagi yararlar hakkinda bilgi verilmistir. Sonuc olarak bolgenin mevcut durumu ve calismalar hakkinda bilgi verilerek, Kocaeli’nde kurulmakta olan serbest bolgenin genel durumuna iliskin bazi onerilerde bulunulmustur
Dünden Bugüne Ekonomi Yazıları başlıklı kitabımız; on üç farklı bölümde yer alan yirmi beş akadem... more Dünden Bugüne Ekonomi Yazıları başlıklı kitabımız; on üç farklı bölümde yer alan yirmi beş akademisyenin özgün makalelerinden derlenmiştir. Kitapta, iktisat tarihi, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi, kalkınma ekonomisi, ekonometri, politik iktisat, para teorisi gibi konularda araştırmacıların değerli katkıları okuyuculara sunulmaktadır.
“Büyük iktisatçıların fikirleri dünyayı sarstı, hataları ise felaketten de beter sonuçlar doğurdu... more “Büyük iktisatçıların fikirleri dünyayı sarstı, hataları ise felaketten de beter sonuçlar doğurdu.” Robert Heilbroner Neoklasik Paradigma, iktisat öğretisinde geleneklere ve genel kabul görmüş uygulamalara dayanan Ortodoks düşüncenin temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmada Neoklasik paradigmanın “iktisadı” kasvetli bir bilim olarak nitelendirilmektedir. İlk kez 1849 yılında İskoçyalı tarihçi Thomas Carlyle tarafından iktisat için kullanılan “kasvetli bilim” tanımlaması çalışmada Neoklasik paradigmanın karmaşık, çelişkili, anlaşılmaz ve gerçeklerden soyut olmasının bir eleştirisi olarak kullanılmaktadır. Bir asrı aşkın bir süredir iktisat öğretisinde hakimiyetini sürdüren Neoklasik paradigmaya yöneltilen ciddi eleştiriler bu nitelendirmenin nedenidir. Matematiği iktisadi olayları açıklamada araç değil amaç haline getirmesi, iktisadın toplumsal, kurumsal ve tarihsel yönünü ihmal etmesi, ütopik tam rekabet piyasası varsayımlarına bağlılığı, karar alma sürecinde risk ve belirsizlikleri göz ardı etmesi bu eleştiriler arasındadır. Bu bağlamda Neoklasik paradigmanın günümüz iktisadi sorunlarına çözüm üretememesi ve iktisadi gerçeklikten uzaklaşmış olması yadsınamaz bir gerçektir. Bu çalışmanın temeli yirminci yüzyılda yaşamış iktisadi düşünce tarihinin en önemli kuramcılarından biri İtalyan iktisatçı Piero Sraffa’nın Alfred Marshall özelinde Neoklasik paradigmanın eleştirisidir.
The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial... more The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial systems for the period from 20 August 2004 to 28 February 2014. The global crisis in 2007 has brought attention to the urgent need to understand the systemic risk issues and the stability of financial systems along with their actors. To assess systemic risk, Adrian and Brunnermeier (2011) advocated the use of conditional value-at-risk (CoVaR) methodology in integrating quantile regression. Instead of the value-at-risk (VaR), which is unable to detect systemic risk, we seek to use the CoVaR methodology to calculate the systemic risk levels of the United States and European markets. In the light of related findings, we conclude that the insurance sector contributes most to the systemic risk in the USA, while in the Eurozone, it is the financial services sector that is highly interconnected with systemic risk.
Practice, Progress, and Proficiency in Sustainability
Income distribution is defined as sharing income arising from the sale of products among persons,... more Income distribution is defined as sharing income arising from the sale of products among persons, groups, or production factors in a country within specific periods. Income inequality is the wage gaps between persons, groups, or regions. Increasing income inequality is accepted as the primary problem of economies in terms of bringing along many problems. This is because the fair distribution has continued to remain on the agenda of economic policies. There are several methods in measuring the inequality in the distribution of income as well as this study utilized Theil index because of the sensitivity of related index to super and subgroups of the income distribution. Spain and Portugal, in this chapter, were accepted as a single county; Spain and Portugal (each) were accepted as the regions of this presumptive country. Under this assumption, the course of wages inequality in time was revealed by the inequality analysis that was performed for eight sub-sectors of the manufacturing s...
This paper assesses the linkage between CO2 emissions and economic growth while taking into accou... more This paper assesses the linkage between CO2 emissions and economic growth while taking into account the role of energy consumption, agriculture, and trade openness in India. Using data covering the period between 1965 and 2019, the Bayer and Hanck cointegration and Gradual shift causality tests are applied to assess these economic indicators relationships’. Furthermore, we employed the wavelet coherence test. The advantage of the wavelet coherence test is that it differentiates between short-, medium-, and long-run dynamics over the entire sampling period. To the best of the authors’ understanding, the present paper is the first to apply wavelet analysis to investigate this relationship by incorporating agriculture as a determinant of environmental degradation. The empirical outcomes show that all variables appear to be highly correlated with CO2 emissions with the exemption of trade openness. This is further affirmed by the Gradual shift causality test, which shows that agriculture...
The present study aims to shed some light on the causal link between the Service Sector Index in ... more The present study aims to shed some light on the causal link between the Service Sector Index in the Turkish stock market and economic growth using a wavelet coherence approach. Thus, the present study determines whether the Service Sector Index leads to economic growth in Turkey and/or vice versa. Based on our aim, we use the wavelet coherence approach, which allows us to capture long-run and short-run causal linkages between the Service Sector Index and economic growth in Turkey, since the approach combines both time domain causality and frequency domain causality tests. The findings from wavelet coherence reveal that there is one-way causality running from the Service Sector Index to economic growth in Turkey at different frequencies and different periods between 1997 and 2017.
Various factors determine and affect economic growth, one of which is exports. Trade theory also ... more Various factors determine and affect economic growth, one of which is exports. Trade theory also states that exports increase the growth of the domestic economy in various ways. For this reason, the effect of exports on economic growth is a long-term area of research. In addition to the studies examining the effect of foreign trade on economic growth in the literature, some studies investigate the effects of economic growth on export capacity. These studies suggest that the export-based economic growth hypothesis is valid when the causality relationship between exports and growth is from exports to growth, and the growth-led export hypothesis is valid when it is from growth to exports. To this end, the primary purpose of this study is to investigate the validity of the new economic model for Turkey in two different periods. In this context, this study comparatively focuses on the 1999:Q1–2013:Q4 and 2014:Q1–2021:Q4 periods to test the validity of the export-led growth hypothesis and...
Bitcoin, sahibi ve merkezi otoritesi bulunmayan eşler arası elektronik nakit sistemi olarak ortay... more Bitcoin, sahibi ve merkezi otoritesi bulunmayan eşler arası elektronik nakit sistemi olarak ortaya çıkmıştır. Herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan değişim aracı olarak kullanılması, işlemlerin hızlı ve maliyetinin düşüklüğü gibi sebeplerle de yıllar içerisinde popülaritesini artırmıştır. Bu süreçte dolaşımdaki miktarının ve talebindeki artışlar ile fiyatındaki ani yükselişler ve düşüşler yüksek oynaklığa neden olmuştur. Bu sebeple çalışmada, Bitcoin getirilerinde haftanın günü etkisi ile getirilerdeki oynaklığın belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda çalışmada 2877 günlük kapanış fiyatlarından oluşan veri seti kullanılarak analiz sonucu göreli olarak sağlamlaştırılmıştır. Analiz sonucunda getirinin en yüksek olduğu gün pazartesi, getirideki oynaklığın en yüksek olduğu gün cumartesi olarak belirlenmiştir.
The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial... more The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial systems for the period from 20 August 2004 to 28 February 2014. The global crisis in 2007 has brought attention to the urgent need to understand the systemic risk issues and the stability of financial systems along with their actors. To assess systemic risk, Adrian and Brunnermeier (2011) advocated the use of conditional value-at-risk (CoVaR) methodology in integrating quantile regression. Instead of the value-at-risk (VaR), which is unable to detect systemic risk, we seek to use the CoVaR methodology to calculate the systemic risk levels of the United States and European markets. In the light of related findings, we conclude that the insurance sector contributes most to the systemic risk in the USA, while in the Eurozone, it is the financial services sector that is highly interconnected with systemic risk.
WSEAS TRANSACTIONS ON BUSINESS AND ECONOMICS, 2022
This study investigates Spain's role in Portugal’s economic development and analyzes the assu... more This study investigates Spain's role in Portugal’s economic development and analyzes the assumption that Spain’s import from Portugal is the factor that increases Portugal’s per capita income the most. Apart from these reasons, there are several other motivations to focus on foreign trade between Spain and Portugal. The first is to examine the impact on Portugal of the increases in GDP, exports and imports of Spain, which is the major country and borders Portugal. Second, this study aims to test the growth spread. According to the test results, the economic growth of Spain positively affects the growth of Portugal in the long and short term. In addition, it was concluded that the share of imports has more positive effects than exports in the long run. It shows that the deviation in the variables according to the error correction term result converges to only 85 percent in the t period. The findings are also consistent with previous research supporting the economic integration ar...
Çalışmada, bölgesel kalkınma ajanslarının Türkiye’deki bölgesel ve makro ölçekteki kalkınmaya etk... more Çalışmada, bölgesel kalkınma ajanslarının Türkiye’deki bölgesel ve makro ölçekteki kalkınmaya etkisi, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) ve Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) örnekleri üzerinden saptanmaya çalışılmıştır. Türkiye’de bölgesel kalkınma ajansları, 2000’li yıllarda küreselleşme ile birlikte Türkiye ile AB arasındaki uyumlaştırma sürecinin ön plana çıkması, yönetişim ve bölgesel politikaların önem kazanması ve buna bağlı olarak merkezden yönetilen kalkınma politikalarının terkedilmesine bağlı olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Bölgesel kalkınma ajansları, sorumlu oldukları bölgelerde mikro ölçekli kalkınma politikalarında temel aktör olarak görevlerini yerine getirmektedirler. Bölgesel kalkınma ajansları, bu çerçevede bölgesel kalkınmayı sağlayarak tabandan tavana anlayışıyla bölgelerin rekabet gücünün arttırılması ve potansiyellerinin ortaya çıkartılmasını sağlamaktadır. Türkiye’de bölgesel kalkınma ajanslarının 2000’li yıllar ile birlikte kalkınma politikalarında tem...
Dünyadaki hızlı büyüme trendi içerisinde özellikle turizm sektöründen döviz geliri elde eden geli... more Dünyadaki hızlı büyüme trendi içerisinde özellikle turizm sektöründen döviz geliri elde eden gelişmiş ülkelerin ekonomik kazançları, gelişmekte olan ülkelerin turizm sektörünü gündemine almasını sağlamıştır. Asıl neden dünya turizm gelirlerinden daha fazla pay almaktır. Gelişmekte olan ülkelerin ana sorunlarından biri olan hızlı nüfus artışı, emekyoğun özellik gösteren turizm sektörünün gelişmesinden fayda sağlayacaktır. Turizm sektörünün diğer bir etkisi ülke imajına olan katkısıdır. Sağlanan imaj ile ülke mallarına olan talep artacaktır. Diğer bir ifade ile uluslararası turizm hareketliliği sonrasında ortaya çıkan ülke imajı, önemli bir hizmet ve mal pazarlama unsuru olacaktır (Bozkurt ve Çağlı 1991). Son dönemlerde ülkelerin ekonomilerine çok fazla katkı yapan turizm sektörü, kültürel ve geleneksel değerlerin tanıtımına doğru yönelmeye başlamıştır. Bu bağlamda, turizm sektörü açısından hem dünyada hem de ülkemizde önem kazanan yöresel değerler arasındaki karmaşayı önlemek adına hazırlanan bir yasa ile turistik değer taşıyan ve kendi yörelerine ekonomik anlamda katkı sağlayan ürünlere "Coğrafi İşaretleme" yapılmaya başlamıştır. Coğrafi işaretlemeye yönelik ilk yasal düzenleme AB (Avrupa Birliği) ölçeğinde 1992 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Yapılan düzenlemeler
Ekonomik darbogazlar, siyasi ve sosyal problemler, ticaret hayatini olumsuz yonde etkilemektedir.... more Ekonomik darbogazlar, siyasi ve sosyal problemler, ticaret hayatini olumsuz yonde etkilemektedir. Yasanan olumsuzluklar nedeniyle satis hedeflerini tutturamayan isletmeler, maliyetlerini ve borclarini karsilayamaz duruma gelebilmekte ve bu durum kapanma-iflas durumlarina yol acabilmektedir. Mali yapisi bozulan isletmelerin, yasadiklari bu olumsuz durumdan kurtularak faaliyetini surdurmesi ve ekonomi icerisinde kalmasinin hedeflendigi birtakim yasal tesvikler ve uygulamalar soz konusudur. Bu uygulamalar arasinda 2018 yilinda yeniden islerlik kazandirilan konkordato uygulamasi; yargi organlarinin gozetimi ve denetimi altinda, isletmelerin mali durumunu duzeltmeleri, alacaklilari ile anlasarak borclarini odemeleri, borclarinda tenzilat, indirim ve erteleme gibi imkanlar sunmaktadir. Calismamizda, Turk Hukuk sisteminde yillar itibariyle bazi kanunlarla degistirilen-kaldirilan konkordato uygulamasi, Islâm Hukuk sistemi baglaminda degerlendirilmistir. Kendisinden beklenen sonuclar acisind...
1930’lu yillarda, devletci sanayilesme agirlikli politikalar ile hazirlanmis olan birinci ve ikin... more 1930’lu yillarda, devletci sanayilesme agirlikli politikalar ile hazirlanmis olan birinci ve ikinci bes yillik sanayi planlarinin uygulanmasi ile 1929 ekonomik buhraninin olumsuz etkileri ortadan kaldirilmaya calisilmistir. Turkiye, bu donemde Sovyetler Birliginden sonra planli kalkinmayi ekonomik ve toplumsal acidan bir arac ve amac olarak kullanan ikinci ulke olarak anilmaktadir. 1930’lu yillarda uygulanilmaya calisilan sanayi planlari bu amac ile hareket edilerek ve mevcut araclar kullanilarak uygulanmaya calisilmistir. 1930’lu yillara ait diger bir gelisme ise devletci sanayi politikalarinin uygulanmasina destek veren bir aydin hareketi olan Kadro hareketidir. Planlarin hazirlanmasinda kendilerinden ve yazdiklari yazilardan doneme damgalarini vurduklari konusunda belirgin bir hemfikirlilik vardir. Kadro hareketinin onerdigi devletcilik anlayisinin temelinde, Turk devrim ideolojisini sistemlestirmeyi amac edinen bir yaklasim sergilenmistir. Kadrocular; ic politika ile ilgili oner...
It is one of the basic tools in fighting against inflation to increase independence of the centra... more It is one of the basic tools in fighting against inflation to increase independence of the central banks. But the findings of the research for performances of different countries show that an increase of independence level of central banks effects economic growth negatively. In this paper the relationship between the independency of central bank and economic growth will be analyzed by taking some country cases into account. The aim of this paper is that shows the relationship between the volatility of economic growth and independence of central banks for countries including Brazil, United Kingdom, Turkey, Chile and Israel. In this context in econometrical part we use panel OLS method with the reel GDP data of countries and dummy variable which represent independence of central bank for analysis. We expect that independence of central bank affects economic growth volatility positively. .
Sustainable development approach, as a concept, was in more demand in the last quarter of the twe... more Sustainable development approach, as a concept, was in more demand in the last quarter of the twentieth century although its embodiment in theory based on the inception period of economics. The latest concept including this approach is eco-economy, a compound consisting of economy and ecology. The concept has been widely discussed in the relevant literature in the recent times. Despite all these discussions, creating new strategies for building an eco-economical structure in regard with sustainable development approach has not been in question within this period. In this connection, one of the main themes concerning the approach in question is the sustainable waste management. This method is primarily based on the management of renewable and nonrenewable natural resources and recycling wastes that are left over from these resources in production process. Waste Exchange is a micro practice providing to bring out the renewable resources which is one of the requirements for sustainable...
Bu calismada serbest bolgelerin dunyada ve Turkiye’deki gelisimi ele alinarak serbest bolgelerin ... more Bu calismada serbest bolgelerin dunyada ve Turkiye’deki gelisimi ele alinarak serbest bolgelerin cesitleri, yararlari ve iktisadi etkileri teorik olarak ele alinmistir. Bununla birlikte Turkiye’deki serbest bolgelerin performanslari ve Kocaeli’nde kurulan KOSBAŞ adli Serbest bolgenin durumu, bolgeye saglayacagi yararlar hakkinda bilgi verilmistir. Sonuc olarak bolgenin mevcut durumu ve calismalar hakkinda bilgi verilerek, Kocaeli’nde kurulmakta olan serbest bolgenin genel durumuna iliskin bazi onerilerde bulunulmustur
Dünden Bugüne Ekonomi Yazıları başlıklı kitabımız; on üç farklı bölümde yer alan yirmi beş akadem... more Dünden Bugüne Ekonomi Yazıları başlıklı kitabımız; on üç farklı bölümde yer alan yirmi beş akademisyenin özgün makalelerinden derlenmiştir. Kitapta, iktisat tarihi, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi, kalkınma ekonomisi, ekonometri, politik iktisat, para teorisi gibi konularda araştırmacıların değerli katkıları okuyuculara sunulmaktadır.
“Büyük iktisatçıların fikirleri dünyayı sarstı, hataları ise felaketten de beter sonuçlar doğurdu... more “Büyük iktisatçıların fikirleri dünyayı sarstı, hataları ise felaketten de beter sonuçlar doğurdu.” Robert Heilbroner Neoklasik Paradigma, iktisat öğretisinde geleneklere ve genel kabul görmüş uygulamalara dayanan Ortodoks düşüncenin temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmada Neoklasik paradigmanın “iktisadı” kasvetli bir bilim olarak nitelendirilmektedir. İlk kez 1849 yılında İskoçyalı tarihçi Thomas Carlyle tarafından iktisat için kullanılan “kasvetli bilim” tanımlaması çalışmada Neoklasik paradigmanın karmaşık, çelişkili, anlaşılmaz ve gerçeklerden soyut olmasının bir eleştirisi olarak kullanılmaktadır. Bir asrı aşkın bir süredir iktisat öğretisinde hakimiyetini sürdüren Neoklasik paradigmaya yöneltilen ciddi eleştiriler bu nitelendirmenin nedenidir. Matematiği iktisadi olayları açıklamada araç değil amaç haline getirmesi, iktisadın toplumsal, kurumsal ve tarihsel yönünü ihmal etmesi, ütopik tam rekabet piyasası varsayımlarına bağlılığı, karar alma sürecinde risk ve belirsizlikleri göz ardı etmesi bu eleştiriler arasındadır. Bu bağlamda Neoklasik paradigmanın günümüz iktisadi sorunlarına çözüm üretememesi ve iktisadi gerçeklikten uzaklaşmış olması yadsınamaz bir gerçektir. Bu çalışmanın temeli yirminci yüzyılda yaşamış iktisadi düşünce tarihinin en önemli kuramcılarından biri İtalyan iktisatçı Piero Sraffa’nın Alfred Marshall özelinde Neoklasik paradigmanın eleştirisidir.
The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial... more The present study focuses on the analysis of systemic risk in the American and European financial systems for the period from 20 August 2004 to 28 February 2014. The global crisis in 2007 has brought attention to the urgent need to understand the systemic risk issues and the stability of financial systems along with their actors. To assess systemic risk, Adrian and Brunnermeier (2011) advocated the use of conditional value-at-risk (CoVaR) methodology in integrating quantile regression. Instead of the value-at-risk (VaR), which is unable to detect systemic risk, we seek to use the CoVaR methodology to calculate the systemic risk levels of the United States and European markets. In the light of related findings, we conclude that the insurance sector contributes most to the systemic risk in the USA, while in the Eurozone, it is the financial services sector that is highly interconnected with systemic risk.
Practice, Progress, and Proficiency in Sustainability
Income distribution is defined as sharing income arising from the sale of products among persons,... more Income distribution is defined as sharing income arising from the sale of products among persons, groups, or production factors in a country within specific periods. Income inequality is the wage gaps between persons, groups, or regions. Increasing income inequality is accepted as the primary problem of economies in terms of bringing along many problems. This is because the fair distribution has continued to remain on the agenda of economic policies. There are several methods in measuring the inequality in the distribution of income as well as this study utilized Theil index because of the sensitivity of related index to super and subgroups of the income distribution. Spain and Portugal, in this chapter, were accepted as a single county; Spain and Portugal (each) were accepted as the regions of this presumptive country. Under this assumption, the course of wages inequality in time was revealed by the inequality analysis that was performed for eight sub-sectors of the manufacturing s...
This paper assesses the linkage between CO2 emissions and economic growth while taking into accou... more This paper assesses the linkage between CO2 emissions and economic growth while taking into account the role of energy consumption, agriculture, and trade openness in India. Using data covering the period between 1965 and 2019, the Bayer and Hanck cointegration and Gradual shift causality tests are applied to assess these economic indicators relationships’. Furthermore, we employed the wavelet coherence test. The advantage of the wavelet coherence test is that it differentiates between short-, medium-, and long-run dynamics over the entire sampling period. To the best of the authors’ understanding, the present paper is the first to apply wavelet analysis to investigate this relationship by incorporating agriculture as a determinant of environmental degradation. The empirical outcomes show that all variables appear to be highly correlated with CO2 emissions with the exemption of trade openness. This is further affirmed by the Gradual shift causality test, which shows that agriculture...
The present study aims to shed some light on the causal link between the Service Sector Index in ... more The present study aims to shed some light on the causal link between the Service Sector Index in the Turkish stock market and economic growth using a wavelet coherence approach. Thus, the present study determines whether the Service Sector Index leads to economic growth in Turkey and/or vice versa. Based on our aim, we use the wavelet coherence approach, which allows us to capture long-run and short-run causal linkages between the Service Sector Index and economic growth in Turkey, since the approach combines both time domain causality and frequency domain causality tests. The findings from wavelet coherence reveal that there is one-way causality running from the Service Sector Index to economic growth in Turkey at different frequencies and different periods between 1997 and 2017.
Uploads
Papers by Ayhan Orhan