Papers by Muhammet Faruk Ekici
It may not be reproduced in any way without the written permission of the publisher and the edito... more It may not be reproduced in any way without the written permission of the publisher and the editor, except for short excerpts for promotion by reference.

Folk narratives that shed light on Turkish cultural history are perfect and multifunctional produ... more Folk narratives that shed light on Turkish cultural history are perfect and multifunctional products of collective consciousness. One of these is the jokes that tell a lot with few words and make people think while making them laugh. Ordinary events in daily life have gained an extraordinary appearance thanks to special characters and formed the joke genre. These special characters are either known all over the world, known only in the Turkish world, or known only in the region and region where they live. The term "local type" is used for the types recognized only in the region and locality where they live. One of the types recognized only in the region and locality where he lives is Baravli, which refers to the inhabitants of Barav (Çukurca) village in Tunceli's Pertek district. Baravlı, who comes to the forefront in jokes mostly with his naivety, belongs to the Şavak tribe living in provinces such as Tunceli, Erzincan and Malatya. The cultural codes of the Shavak tribe, which leads a nomadic lifestyle, are reflected in Baravlı jokes, which can be included in Turkish joke types. The jokes are told in villages such as Yenimahalle, Cebe, Sarıbalta, which are connected to Çemişgezek district and belong to the Şavak tribe. In this study, Baravlı jokes compiled by us in 2015 in Sarıbalta village were analyzed. The jokes were both structurally analyzed and evaluated according to the incompatibility theory, one of the theories of laughter. The number of jokes structurally analyzed in terms of person cast, time, place, language, style and evaluated within the scope of incompatibility theory is seven. The Baravlı type, which is handled from two different aspects with his jokes, will be introduced to the literature on the occasion of this study.

Kültürel değerleriyle hazine konumunda olan Türk milleti, geçmişten günümüze sözlü ve yazılı edeb... more Kültürel değerleriyle hazine konumunda olan Türk milleti, geçmişten günümüze sözlü ve yazılı edebiyatıyla geleneğini aktarmayı başarmış bir millettir. Bu gelenek içerisinde yüzyılların tarihi, edebiyatı, inanışı, dili, dini, töresi, felsefesi vb.'leri sembolik ve mitolojik ögelerle harmanlanarak halk anlatılarında yaşatılmaya devam etmektedir. Türk milletinin kadim dönemlerden günümüze sembolik unsurlarla anlam vererek taşıdığı pek çok anlatı türünden biri de menkıbelerdir. Menkıbe; velilerin kerametlerinin nesir hâlinde anlatıldığı ürünlerdir. Bu anlatılarda olağanüstü kahramanlar, hayvanlar, olaylar, zaman ve mekân çeşitli zenginlikleriyle anlam bulmaktadır. Halk arasında sembolik unsurlarla şekillenerek günümüze gelen bu menkıbeler, Türk milletinin kültürel belleğinin bir yansıması olarak metinleşmiştir. Olağanüstü özellikler taşıyan menkıbelerde sembolik değerlerin zenginliği dikkati çekerken bu zenginliklerden anlam alanı oldukça geniş olan renkler de Türk milletinin kolektif bilinç dışını yansıtmaktadır. Zira renkler, görünen değerlerinden daha fazla anlam alanına gönderme yapmaktadır. Çalışmamızda Alevi-Bektaşi menkıbelerinden hareketle renkler üzerine sinen örtük anlamlar sembolik değerleriyle irdelenerek Türk milletinin kolektif ruhu özümsenecek ve görünmeyenin ardındakiler gün yüzüne çıkartılmaya çalışılacaktır.

Türk kültür tarihine ışık tutan fıkralar, çeşitli işlevleriyle günlük hayatın hemen her noktasınd... more Türk kültür tarihine ışık tutan fıkralar, çeşitli işlevleriyle günlük hayatın hemen her noktasında yer alabilen anlatılardır. Kültürel belleğin büyük bir bölümünü oluşturan fıkralar, özellikle toplumsal karakteri yansıtan kişileri merkeze almıştır. Bunlardan biri, yaşadığı dönemin padişahının nedimi olduğu ifade edilen ve fıkralarının çoğu saray yaşamının merkezinde şekillenen İncili Çavuş'tur. Hayatı hakkında kesin ve yeterli bilgi bulunmayan İncili Çavuş'un yaşam biçimi, dünya görüşü ve üstün zekâsı onun birçok fıkrasındaki mizah unsurunu oluşturmuştur. Yaşadığı dönemde ve ölümünden sonraki dönemlerde onun fıkraları sözlü gelenekteki yerini korumuştur. İncili Çavuş fıkraları, sözlü geleneği temsil eden usta fıkra anlatıcılarının dilinde canlılık kazanmış ve onların sayesinde kolektif bellekteki yerini almıştır. Birtakım derleme çalışmaları sonucunda İncili Çavuş'un fıkraları yazılı edebiyattaki yerini de almıştır. Bugün elde bulunan yazılı kaynaklar, onunla ilgili anlatılmış olan fıkralara ulaşmayı mümkün kılmaktadır. Türk fıkra tipleriyle ilgili yapılan tasnif çalışmalarına göre İncili Çavuş "Türk boyları arasında tanınan tipler" grubunda yer almıştır. Çünkü onun mizahî çerçevede gelişen ünü bütün Türk dünyasına yayılmıştır. Bu çalışmada İncili Çavuş'un fıkraları gülme teorilerinden uyumsuzluk teorisi kapsamında değerlendirilmiştir. Uyumsuzluk teorisi; yaşanan bazı olayların, var olan bazı durumların, olaylara veya durumlara karşı sergilenen bazı tavırların mantık dışı olmasıyla alakalıdır. Üzerinde yaşam sürülen ve birtakım kalıplara sahip olan bu dünyada, söz konusu kalıplara uymayan herhangi bir şeyle karşılaşıldığında gülme eylemi gerçekleşir. Dolayısıyla tüm bu uyumsuzlukları ya da mantık dışı durumları konu edinen fıkralar da gülme eylemini gerçekleştirir. Temel mizah unsuru mantık dışı durumlar veya uyumsuzluklar olan fıkralar, uyumsuzluk teorisi ile değerlendirilebilmektedir. İşte birçok fıkranın oluşmasını sağlayan uyumsuzluklar, dünyadaki belirli kalıplara ters düşen mantık dışı durumlar İncili Çavuş'un bazı fıkralarında da temel mizah unsuru olmuştur. Söz konusu fıkralardaki uyumsuzluklar ya da mantık dışı durumlar; İncili Çavuş'un bazı olay ve durumlara karşı verdiği tepkiler, kullandığı ifadeler olarak görülmektedir. Bu çalışma kapsamında İncili Çavuş'a ait olan ve uyumsuzluk teorisi ile açıklanabilecek birçok fıkra tespit edilmiş ve değerlendirilmiştir.

İnsanların hayat yolunda ulaşmak istediği temel hedeflerden biri kemale ermek, erginleşmektir. He... more İnsanların hayat yolunda ulaşmak istediği temel hedeflerden biri kemale ermek, erginleşmektir. Hedefe ulaşmanın yolu, hayat yolunda karşılaşılan engelleri aşabilmektir. Söz konusu engelleri bilinçdışının karanlık bölgesinde görmek mümkündür. Buraya yuvalanan nefret, kin, korku vb. şeklindeki duygular ve diğer tüm olumsuzluklar, bilinçdışının karanlık bölgesini oluşturan unsurlardır. Bu şekildeki olumsuz anlamlarla bağlantılı tüm unsurlar kişinin erginleşme adına aşması gereken engellerdir. Tasavvufi manada ise bu engeller nefs fenomenini oluşturan unsurlardır. Tasavvufa göre nefsini yenen kişi kemale erip erginleşecektir. İnsanoğlunun bilinçaltına yuvalanmış olumsuz unsurlar halk anlatılarına çeşitli şekillerde yansımıştır. Bu anlatılardan birisi de evrensel niteliğe sahip olan, olağanüstü olayları ve karakterleri konu edinen masallardır. Öğüt vermek, ders vermek şeklinde amaçları bulunan masallar; insanın hayat yolunu, erginleşme serüvenini sembolik bir dille anlatan metinlerdir. Masallardaki sembolik dilin oluşmasını sağlayan sayılar, tipler, renkler vb. şeklinde birçok unsur bulunmaktadır. Sembolik dilin büyük bir bölümünü olumlu ve olumsuz olarak değerlendirilebilen tipler oluşturmaktadır. "Kötülük" kavramı ile ilişkilendirilebilecek bütün karakterler olumsuz tipleri oluşturmaktadır. Olumsuz tipler, insanın hayat yolunda, erginleşme serüveninde aşması gereken engeller olarak masal metinlerinde sembolize edilmiştir. Bunlar psikolojide ise "ruhsal yapının bastırılan yönleri" anlamına gelen "gölge" terimi ile ifade edilmiştir. Gölgeyi sembolize eden unsurlar masallarda sıkça kullanılmıştır. Cadılar, devler, ejderhalar, üvey anneler vb. tipler söz konusu sembolik unsurlardandır. Masallara göre kahramanlar, bir yolculuk esnasında veya mücadele zamanlarında cadılarla, devlerle, ejderhalarla veya kötü niyetli diğer karakterle sürekli bir kavga hâlindedir. Gölgeler, Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde anlatılan masallarda da yer almıştır. Bu masallarda olumsuz anlamda rol oynayan tipler anne, üvey anne, kıskanç kardeşler, cadılar, devler, çingene ve bu tasnife dâhil edilemeyen diğer olumsuz tiplerdir. Çemişgezek masallarındaki olumsuz tipler, dünya üzerindeki her yerde anlatılan masallardaki olumsuz tiplerle aynı işlevlere sahiptir. Bunlar genel olarak masalların sonunda kolektif bilinç tarafından cezalandırılmıştır. Bu çalışmada Çemişgezek masallarında, kahramanların bireyleşme serüveninde aşması gereken engelleri sembolize eden olumsuz tipler çeşitli yönlerden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde de bir masal anlatma geleneğinin yaşamış olduğu görülmüş ve masallardaki olumsuz tiplerle ilgili bir tasnif çalışması yapılmıştır.

Duygu ve düşüncelerin kelimelere farklı anlamlar kazandırılarak ifade edildiği şiir sanatı, nered... more Duygu ve düşüncelerin kelimelere farklı anlamlar kazandırılarak ifade edildiği şiir sanatı, neredeyse insanlığın doğduğu zamanlardan günümüze kadar icra edilmiştir. Bu sanatı icra eden toplumların diline ve kültürüne dair bütün özellikleri o toplumların şiirlerinde görmek mümkündür. Türk kültür tarihinde de bu sanatı icra eden farklı nitelikte kutsal özelliklere sahip şahsiyetler var olmuş, bu şahsiyetlere ozan adı verilmiştir. Ozanlar, şiirlerini bugünkü sazın en ilkel hâli olan kopuzu çalarak icra etmişlerdir. Onların şiirleri sözlü gelenek içinde yayılmış, yaşadıkları dönemin toplumsal ve kültürel özellikleri de bu vesileyle sonraki dönemlere aktarılmıştır. Halk şiirinin icracıları olarak bilinen ozanlar arasında Alevi-Bektaşi inancına mensup kişiler çoğunlukla aşkı ve muhabbeti, Hak-Muhammed-Ali üçlüsünü ve insan sevgisini ön planda tutmuştur. Alevi-Bektaşi edebiyatı içerisinde değerlendirilebilecek bu ozanlar ayrıca bireylerin ve toplumun aksayan yönlerini vurgulayan taşlama türündeki şiirlerinde kaba sofuyu, yobazı, cehaleti tercih eden kişileri çoğunlukla mizahi bir dille eleştirmişlerdir. Tunceli'nin Hozat ilçesinde yaşamış ve Alevi-Bektaşi inancının dinî önderlerinden halk ozanı Ahmet Yurt Dede de taşlama türünde şiirler yazmış halk ozanıdır. O, taşlama konulu şiirlerinde İslami ve ahlaki değerlerin bozulmasını, eğitimsizliği, cehaleti, doyumsuzluğu, ikiyüzlülüğü, adaletsizliği ve toplumun diğer aksak yönlerini eleştirmiştir. Çalışmada, Sarı Saltık soyuna mensup beş yüz kadar şiir yazmış Ahmet Yurt Dede'nin hayatı, dedeliği ve edebî yönü ile taşlama konulu şiirleri bir sınıflandırmaya tabi tutularak değerlendirilecektir.
The Journal of Social Sciences
Uploads
Papers by Muhammet Faruk Ekici