Videos by Eda Yiğit
Moderatör: Serdar Darendeliler // Gapo, No 238 ve Lütfi Erdem
Konuşmacı: Eda Yiğit
Tarih: 02.07.... more Moderatör: Serdar Darendeliler // Gapo, No 238 ve Lütfi Erdem
Konuşmacı: Eda Yiğit
Tarih: 02.07.2021
Link: https://www.youtube.com/watch?v=-l9hb63T610
Konuşmasına görece yeni kavramlar olan ve emeğin doğasının değişmesiyle 2000’lerden itibaren daha yaygın olarak kullanılmaya başlayan prekarya/prekarite kavramlarının tanımlarına ilişkin bir girişle başlayan Yiğit, prekaryayla bağlantılı olarak mesleki kimliğin yitimi, temsil kaybı, güvencesizlik, kırılganlık, yaralanabilirlik gibi kavramlara Bourdieu, Standing ve Butler’in getirdiği yorumlara yer vererek devam etti. Akabinde, salgının birinci dalga olarak anılan periyodunda, 150 sanatçının katılımıyla açık kaynaklar üzerinden gerçekleştirdiği 39 soruluk araştırmanın sonuçlarını paylaşan Yiğit, yine aynı dönemde gerçekleşen kolektif üretim pratiklerinden bazılarına değinerek konuşmasını bitirdi. Kitap olarak da basılan araştırma raporunun e-kitap versiyonuna şu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.edayigit.xyz/prekarya 3 views
Moderatör: Doç. Dr. Gökçe Şahin Okandan
Katılımcılar:
Merve Eryürük / Müzik Platformu Kurucusu
F... more Moderatör: Doç. Dr. Gökçe Şahin Okandan
Katılımcılar:
Merve Eryürük / Müzik Platformu Kurucusu
Funda Lena / KREKSA Kurucusu
Eda Yiğit / Bağımsız Araştırmacı
Yeşim Özsoy / Tiyatro Kooperatifi YK Başkan Yardımcısı
Tarih: 13.07.2021
Link: https://www.youtube.com/watch?v=kY1eQ8pPdZ0 1 views
Türkiye'nin Modern Miras Gündemi – 2020 başlıklı çevrimiçi toplantıda modern miras kapsamındaki y... more Türkiye'nin Modern Miras Gündemi – 2020 başlıklı çevrimiçi toplantıda modern miras kapsamındaki yapıların 2020 yılında deneyimlenen koruma süreçlerini ve bu süreçlerde ortaya çıkan sorunların tartışıldığı alanlardan biri olarak Bomonti Bira Fabrikası üzerine konuşuldu. Docomomo_tr ve Korder işbirliğiyle gerçekleşen konuşma 11 Şubat 2021 saat 14:00'te gerçekleştirildi.
Yıldız Salman (00:00:00-00:20:40)
Açılış konuşması- Bomonti Bira Fabrikası hakkında genel bilgi
Eda Yiğit (00:20:40-00:43:16)
Toplumsal Bellek Çerçevesinde Bomonti Bira Fabrikası
Tolga Bektaş (00:43:16-01.00.55)
Şişli’de mahallelilik bilinci ve Bomonti Bira Fabrikası odağında gerçekleşen toplumsal eylemlilik
Soru-Cevap-Yorum (01.00.55-01.11.02)
(Link: https://www.youtube.com/watch?v=b_zDYpc7eDc&t=2576s) 9 views
TÜYAP'ta Kasım 10-18 arası kapılarını 28. kez açmaya hazırlanan ARTİST içinde bir hayalet dolaşıy... more TÜYAP'ta Kasım 10-18 arası kapılarını 28. kez açmaya hazırlanan ARTİST içinde bir hayalet dolaşıyor. Temayı ve aslında gündemi de son 3 yıldır belirleyen bir ekip var. Önce "Umulmadık Topraklar", geçen yıl "Ütopya" etrafında şekillenen tema, bu yıl "Deneyim" olarak belirlendi.
Deneyim'in özelliği, Ağustos Atölyesi ile, içeriğini kolektif hafızanın belirleyecek bir buluşma olması. 1 Ağustos'ta TÜYAP içindeki bir hangarda başlayan atölyede 35 sanatçı birlikte yaşıyor. Koordinatörlerden Eda Yiğit'in anlattığına göre, içeriye çadırlar, salıncaklar, çalışma alanları kurulmuş durumda. İlginç ama bugünlerde TÜYAP'ın yemekhanesinde aşçı bir anda cep telefonundan karpuz ya da tereyağı ile yaptığı heykeli gösteriyor sanatçılara, ilgi çekici karşılaşmalar yaşanıyor. İçerde yapılan atölyeler hatta atölyenin tamamı gidip havasını solumak isteyenlere açık. Ama konu bu kadarla sınırlı değil...
Link: https://acikradyo.com.tr/acik-dergi/artistin-tuyap-hangarlarinda-deneyimi-basladi
07.08.2018 2 views
Konuşmacılar: İpek Çınar, Şener Soysal ve Eda Yiğit
Temmuz ayının sonunda başlayan Ortanormal Çe... more Konuşmacılar: İpek Çınar, Şener Soysal ve Eda Yiğit
Temmuz ayının sonunda başlayan Ortanormal Çevrimiçi Konuşma Serisi güncel sanat alanındaki güvencesizlik ve salgın dönemi sonrası alternatif örgütlülük yöntemleri/stratejilerine odaklanan bir Zoom serisi olarak kurgulanmıştı.
10 hafta boyunca Orta Format Dergisi'nden İpek Çınar ve Şener Soysal ile Karşı Sanat Çalışmaları'ndan tanıdığımız Eda Yiğit'in kolaylaştırıcılığından sürdürülen buluşmalar kapsamında "sanatçı, sanat eleştirmeni, akademisyen, sanatın diğer alanlarındaki örgütler, sanat hukukçusu gibi paydaşlarla; hem teorik hem de pratik konulara odaklanıldı".
8 Eylül'de sanal ortamda gerçekleşen bir forumla sona eren konuşma serisi pandemi ile birlikte güncel sanat manzarasına ilişkin aciliyet kazanan kimi soruları ve problematikleri gündeme taşıyıp, çok katılımlı bir üslupla değerlendirmesiyle kayda değer bir girişim oldu...
Link: https://acikradyo.com.tr/acik-dergi/ortanormal-cagdas-sanatta-yeni-stratejiler
09.09.2020 1 views
Moderatör: Kültigin Kağan Akbulut
Katılımcılar:
İKSV İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz O... more Moderatör: Kültigin Kağan Akbulut
Katılımcılar:
İKSV İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova
Sanat Yazarı Eda Yiğit
Dirimart Direktörü Ceren Erdem
Link: https://www.youtube.com/watch?v=Nv1X9J8ygPk 3 views
Papers by Eda Yiğit
Çapak Dergi, 2024
"Tokatlıyan Han'da yaşam, yerleşik hissederek üretmek anlamına gelir. Her ay kirasını ödediğin bi... more "Tokatlıyan Han'da yaşam, yerleşik hissederek üretmek anlamına gelir. Her ay kirasını ödediğin bir mülkün duygusal olarak sahibi hissetmek ve o yeri evin gibi görmektir. Bachelard’ın sözleri, sanatçıların mekânla ilişkilenen varlığını anlamaya bizi yakınlaştıracaktır. “Bir yerde yaşamak, ikamet etmekten, okumaktan, çalışmaktan, hatta düşünmekten farklıdır; öğrendiklerini zaman içerisinde yavaş yavaş gösteren bir bedenin yerin içine çekildiği bir süreçtir. Şiddetli bir yağmurdan ziyade eriyen karın ağır ağır toprak zeminin derinlerine sızması gibi.” Sanatçıların yurdu olarak biçimlenen handa yaşam, köhnemiş ve eski bir zamana yuva yapmıştır. Buraya yerleşenler aynı mahallenin komşularıdır."
Sanat Dünyamız (Kesişimsellik ve Sanat) , 2023
"Araştırmacı Eda Yiğit'in pandemi sürecinde gerçekleştirdiği Prekarya'nı Görünmeyen Özneleri: Pan... more "Araştırmacı Eda Yiğit'in pandemi sürecinde gerçekleştirdiği Prekarya'nı Görünmeyen Özneleri: Pandemi Döneminde Sanatçılar isimli araştırma, sanatçıların çalışma koşulları ve güvencesizliği üzerine dikkat çekici bilgiler içeriyordu. Yiğit'le araştırmanın boyutlarını ve kesişimsellik kavramıyla beraber nasıl yeniden düşünülebileceğini konuştuk."
Unlimited, 2022
Fotoğrafçıların seyahat etmeden birbirlerinin şehirlerinde, birbirlerinin yerine ve birbirleri iç... more Fotoğrafçıların seyahat etmeden birbirlerinin şehirlerinde, birbirlerinin yerine ve birbirleri için üretim yaptığı, Refik Akyüz & Serdar Darendeliler [GAPO] ile Lütfü İrdem ve Sinan Kılıç [No 238] iş birliğinde Kültür için Alan desteğiyle hayata geçen Değiş Tokuş projesinin çıktıları çevrimiçi olarak sergileniyor. 12 sanatçının çalışmalarını bir araya getiren projeyi tarif ettiği dayanışma mekanizması ve sunduğu işler üzerinden ele aldık.
Journal Article by Eda Yiğit
Teorik Bakış , 2021
Covid-19 salgını, tüm dünyanın nefesini kesen, farklı coğrafyalarda yaşayan toplumların ve içinde... more Covid-19 salgını, tüm dünyanın nefesini kesen, farklı coğrafyalarda yaşayan toplumların ve içinde yaşadığımız sistemin bileşenlerinin şaşkınlık içinde izlediği bir süreç olarak yaşandı. Milat sayılabilecek, etkilerini hissetmeye devam ettiğimiz koronavirüs pandemisi, tarih yazımı açısından tartışmasız kritik bir duraktır. Geçmiş ile gelecek arasında şimdiki zamanı gözlemlemeyi işaret eden, onu eşsiz, arşivlemeye ve belgelemeye değer hale getiren bir durumun yaşandığı açıktır.
İçinde olduğumuz şimdinin, tarihin nadide anlarından biri olduğuna inanmak ya da gelecekte tarihin kırılma noktalarından biri olarak anılacağını bilmek ne ifade eder? Bu soruları şimdinin içindeyken sormak ne tür eylemler gerektirir? Bir salgın ya da bir deprem, bir toplumsal olay ya da bir darbe… Bu gibi vakalar yaşanırken adeta toplumsal bellekte yarıklar oluşur. Bu süreç içinde bireysel bellek ise içinde olduğu zamanı dondurarak kategorize etmeye başlar. Bir nevi, hafıza odacıklarının içerisine kaydettiği malzemeyi sandıklara yerleştirir. İnsanlar, bu türden olaylar gerçekleşirken belleklerine o anda nerede olduğunu, neyle meşgul olduğunu, ne hissettiğini ve kendi dışındaki dünyada neler yaşandığını düşünür ve bunları soyutlayarak kaydeder. Bu anlatı, zaman içinde kabuk değiştirip dönüşür ve tekrar edilebilen, sürekli hatırlanan bir malzeme olarak pekişir, aktarım süreçlerinden geçer. Eğer içinde yaşadığımız zamanın tekrar edilemez, sıra dışı, toplumsal veçhesiyle geçmiş ile sonrasını birbirinden ayıran nitelikte olduğu ve bireysel tanıklıkla bir araya gelen bir anlatının inşası olduğu konusunda şüpheye yer yoksa yaşarken yazılan tarih ya da şimdinin tarihi kavramlarıyla günceli ele almak işlevlidir. En son Gezi direnişiyle alevlenen şimdinin tarihi kavramı üzerine düşünmek, salgınla beraber sadece sosyal bilimciler, tarihçiler (özellikle tıp tarihçileri ve psikotarihçiler) ya da sanatçılar için değil yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışan toplumun tüm kesimleri için anlam üretmeye elverişli bir zemindir.
Belediye Bülteni, 2021
Endüstriyel mirasın değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, toplumun kültürel kiml... more Endüstriyel mirasın değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, toplumun kültürel kimliğini yaşatmak ve geleceğine yön vermek için önem taşıyor. Geçmişle gelecek, eskiyle yeni arasında bir köprü olan kültür varlığı, kültürel sürekliliğin sağlanması ve kültürel zenginliklerin gelecek nesillere aktarılması bağlamında kıymetli. Sayfa.3 Röportaj "ÖNLEYİCİ KORUMA KAVRAMI, İSTANBUL GİBİ TARİHÎ KENTLER İÇİN HAYATİ ÖNEMDE" Sayfa.4
Birikim /Aralık, 2020
İçinde bulunduğumuz yılın ilk yarısında yaşadığımız pandemi süreci, bütünüyle kültürel-sanatsal ü... more İçinde bulunduğumuz yılın ilk yarısında yaşadığımız pandemi süreci, bütünüyle kültürel-sanatsal üretim ve düşünsel faaliyetlerimizi dönüştürdü, değişmeye zorladı ve zorlamaya devam ediyor. Özellikle pandemide güvencesizlik konusunda sıklıkla bahsedilen ve tartışma yaratan alanların başında sanat alanının olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sanat alanında yeni koşullara özgü dayanışma pratikleri ve örgütlenmeye dair halihazırdaki konuşmalar hararetle devam ederken, yeni sorular da ortaya çıkmaktadır...
Birikim / Mayıs , 2020
Gezi direnişi, kamusal alanda birlikte olmanın gücüyle mücadele dinamiklerini kuran, kent hakkı, ... more Gezi direnişi, kamusal alanda birlikte olmanın gücüyle mücadele dinamiklerini kuran, kent hakkı, bellek hakkı, yaşam hakkı savunusunu taşıyan bir toplumsal karşı çıkış, otoriteye ve totaliter devlete karşı gerçekleşen bir direnişti. Salgın ise biyolojik olarak, bedeni eve kapanmaya iten, yalnız ama birlikte, fiziksel olarak yalnızlaşmış ama toplumsal olarak ortak karar alma ve dayanışma mekanizmalarını pekiştiren bir yapıya sahiptir. Dayanışmanın güçlendirilmesine muhtaç, toplum sağlığı açısından “iyi hali” korumayı hedefleyen bir eğilimi vardır.
Sağlık Çevre Kültürü Dergisi, 2008
Book by Eda Yiğit
Prekaryanın Görünmeyen Özneleri: Pandemi Döneminde Sanatçılar, 2021
Gönüllü bir girişim sonucunda, karantina günlerinde ortaya çıkan ve önümüzdeki günlerde dağıtımın... more Gönüllü bir girişim sonucunda, karantina günlerinde ortaya çıkan ve önümüzdeki günlerde dağıtımına başlanacak olan kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm, pandemi döneminde sanatçıların yaşadıkları güvencesizlik iklimini inceleyen ayrıntılı bir araştırma raporu; ikinci bölüm ise aynı dönemde ortaya çıkan kolektif sanatsal üretimlerini ve dayanışma pratiklerini konu alan kapsamlı bir makale.
Araştırma raporu, Eda Yiğit’in 16 Ağustos-16 Eylül tarihleri arasında açık çağrı yaparak ulaşabildiği, çoğunluğu güncel sanat alanında üretim yapan 150 sanatçıyla gerçekleştirdiği bir anket çalışmasına dayanıyor. Anket kapsamında, kısaca sosyal güvenceden ve sürdürülebilir ekonomik kaynaklardan yoksun, yani “prekarya” olarak tanımlanabilecek sanatçıların salgının birinci dalgası süresince yaşamlarındaki değişime, sanatsal üretimlerinin dönüşümüne ve kırılganlaşma süreçlerine odaklanıyor.
Çalışma, güvencesizliği uzaktan izlenecek bir muamma ve tüm sanatçıları aynı sınıfsal pozisyona sahipmiş gibi görmek yerine, kanıksanmış bilinmezliğinden kurtarmayı öneriyor. Yazar bu kitap çalışmasını, prekarya olarak sanatçılar üzerine düşünmeyi ve sanat alanında prekariteyi analiz etmeyi hedefleyen alçakgönüllü bir çaba olarak görüyor.
Sponsor desteği ve yazarın kişisel gayretiyle basılmış olan kitap, güvencesizlik konusunda kültür sanat kurumlarında, yerel yönetimlerde ve kamu kurumlarında karar vericiler ve çözüm üretme sorumluluğu olanlara fikir vermesi ve daha geniş çaplı araştırmalara ilham vermesi umuduyla, ücretsiz olarak dağıtılacak ve e-kitap olarak da erişilebilecektir.
© Eda Yiğit
Haziran 2021, İstanbul
YAZAR
Eda Yiğit
e-posta: edayigi@gmail.com
TASARIM
Şener Soysal (Baht. Design Studio)
www.baht.design
TASARIM UYGULAMA
Gonca Mutaf, Hilal Topkaraoğlu (Baht. Design Studio)
KAPAK FOTOĞRAFI VE BÖLÜM ARASI FOTOĞRAFLAR
Orhan Cem Çetin
BASKI SPONSORU
Kurukahveci Mehmet Efendi
www.mehmetefendi.com
BASKI VE CİLT
A4 Ofset
Otosanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sok. No:16
Seyrantepe 34418 Kağıthane / İstanbul Tel: 0 212 281 64 48
ISBN NO: 978-625-00-0084-7
E-KİTAP ERİŞİM
www.edayigit.xyz/prekarya
mimarsinan.academia.edu/EdaYiğit
Gezi Direnişi "27 Mayıs - 18 Haziran 2013", 2013
27 Mayıs - 18 Haziran tarihleri arasını kapsayan kronoloji çalışması: Gezi Parkı'nda, Taksim'de, ... more 27 Mayıs - 18 Haziran tarihleri arasını kapsayan kronoloji çalışması: Gezi Parkı'nda, Taksim'de, İstanbul'un çeşitli yerlerinde ve diğer şehirlerde yaşananlar, basın ve sosyal medyaya yansıyanlar, tweetler, ünlülerin, siyasilerin, kurum ve kuruluşların gün gün açıklamaları ve şu ana kadar yayımlanmamış olan fotoğraflar. Sosyal medyada anonim olarak paylaşılan afiş ve karikatürler, sokaklara dökülen duvar yazıları. TMMOB, Taksim Dayanışması, Sosyalist Feminist Kolektif, Antikapitalist Müslümanlar, Devrimci Müslümanlar, LGBT Blok, İşçi Partisi, Aydınlık Gazetesi, Ulusal Kanal, Sol Gazetesi ve Türkiye Komünist Partisiyle röportajlar. Meslek odaları, taraftar grupları, sendikalar, dernekler, sanatçılar ve uluslar arası destekçiler tarafından yapılan basın açıklamaları. En önemli köşe yazıları, en çarpıcı gazete manşetleri ve istatistikler. Gezi direnişini konu alan en bilindik müzikler, animasyonlar, oyunlar, mektuplar, web sayfaları, moda akımı, dergiler ve filmler. Dünyada Gezi'ye destek veren şehirlerde yapılan eylemlerden ve direnişin devam ettiği forumlardan fotoğraflar yer alıyor.
Book Section by Eda Yiğit
Sözlü Tarih Görüşmeleriyle Kağıthane, 2014
Kağıthane sınırları içerisinde yer alan mahalleleri baz alan çalışmada, sözlü tarih görüşmelerini... more Kağıthane sınırları içerisinde yer alan mahalleleri baz alan çalışmada, sözlü tarih görüşmelerini gerçekleştiren araştırmacılardan biriydim. Kağıthane Belediyesi'nin desteğiyle yapılan araştırma, toplumsal bellek bağlamıyla ve sözlü tarihin kullanım alanı bakımından yerel yönetimler için örnek teşkil edecek nitelikte bir çalışmadır. Saha araştırmasında sözlü tarih yöntemiyle kültürel ve sınıfsal yapı, sanayi, tarihsel anlamıyla gecekondu pratikleri ve politik mücadeleler incelenmiştir.
Karşı Sanat Çalışmaları , 2016
Artist Umulmadık Topraklar (12-20 Kasım 2016)
12-20 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Arti... more Artist Umulmadık Topraklar (12-20 Kasım 2016)
12-20 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Artist 2016, katılımcı galerilerinden, mekanın fiziksel kullanımına, dilinden, örgütlenme biçimine kadar pek çok açıdan değişim geçiriyor. Yaklaşık bir yıldır geniş bir ekiple üzerinde çalıştığımız Umulmadık Topraklar// Unexpected Territories yatay bir sanat örgütlenmesi deneyimi olarak Artist 2016’nın içine yerleşiyor. Umulmadık Topraklar hem kolektif bir ürün hem de bir metot önerisi. Ortak bir soru etrafında sınırsızca çeşitlenen sergiler, performanslar, paneller, etkinlikler, yollar ve sorular bütünü. Ülkenin ekonomik ve politik gerçekliği içinde, yaşam alanlarını korumanın ve yenilerini açmanın ihtiyacı ile hareket ediyor. Mimarlık, arkeoloji, sosyoloji ile sanat arasında düşünce ve eylem alanları açmayı deniyor. Umulmadık Topraklar’ı topyekun bir yıkımla olduğu kadar bu yıkımın taşıdığı “beklenmedik” bir birlik fikirleriyle de yüzleşmeye hazır bir ekip oluşturuyor. Yolun boyunun ölçüsünü önceden almadan, yolun kendisini seçen bir grup insanın ortak çabasının ürünü olan Umulmadık Topraklar, omurgası kırık ne varsa başsız gövdesine davet ediyor…Umulmadık Topraklar’ın iddiası kendinden menkul: İklimi son 20 yılda giderek sertleşen, kazananın olmadığı, güvensiz, rekabetçi ve hakikatle kurduğu üretken gerilimi çoktan kaybetmiş sanat dünyasında, öncelikle sanatçının hayatta kalma koşullarını dert ediniyor. Ülkenin geleceğinde tek tabanca olmanın imkansızlığını öngördüğü için, yan yana gelebilmenin imkanlarını araştırmaya davet ediyor. Sadece on günü işgal etmeyi değil, olası karşılaşmaları ve çarpışmaları tetiklemeyi arzuluyor. Fuar ya da bienal gibi formların içinden çarpıtıldığı bir yatay örgütlenme öneriyor, bir çeşit oyun alanı açıyor.
Uploads
Videos by Eda Yiğit
Konuşmacı: Eda Yiğit
Tarih: 02.07.2021
Link: https://www.youtube.com/watch?v=-l9hb63T610
Konuşmasına görece yeni kavramlar olan ve emeğin doğasının değişmesiyle 2000’lerden itibaren daha yaygın olarak kullanılmaya başlayan prekarya/prekarite kavramlarının tanımlarına ilişkin bir girişle başlayan Yiğit, prekaryayla bağlantılı olarak mesleki kimliğin yitimi, temsil kaybı, güvencesizlik, kırılganlık, yaralanabilirlik gibi kavramlara Bourdieu, Standing ve Butler’in getirdiği yorumlara yer vererek devam etti. Akabinde, salgının birinci dalga olarak anılan periyodunda, 150 sanatçının katılımıyla açık kaynaklar üzerinden gerçekleştirdiği 39 soruluk araştırmanın sonuçlarını paylaşan Yiğit, yine aynı dönemde gerçekleşen kolektif üretim pratiklerinden bazılarına değinerek konuşmasını bitirdi. Kitap olarak da basılan araştırma raporunun e-kitap versiyonuna şu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.edayigit.xyz/prekarya
Katılımcılar:
Merve Eryürük / Müzik Platformu Kurucusu
Funda Lena / KREKSA Kurucusu
Eda Yiğit / Bağımsız Araştırmacı
Yeşim Özsoy / Tiyatro Kooperatifi YK Başkan Yardımcısı
Tarih: 13.07.2021
Link: https://www.youtube.com/watch?v=kY1eQ8pPdZ0
Yıldız Salman (00:00:00-00:20:40)
Açılış konuşması- Bomonti Bira Fabrikası hakkında genel bilgi
Eda Yiğit (00:20:40-00:43:16)
Toplumsal Bellek Çerçevesinde Bomonti Bira Fabrikası
Tolga Bektaş (00:43:16-01.00.55)
Şişli’de mahallelilik bilinci ve Bomonti Bira Fabrikası odağında gerçekleşen toplumsal eylemlilik
Soru-Cevap-Yorum (01.00.55-01.11.02)
(Link: https://www.youtube.com/watch?v=b_zDYpc7eDc&t=2576s)
Deneyim'in özelliği, Ağustos Atölyesi ile, içeriğini kolektif hafızanın belirleyecek bir buluşma olması. 1 Ağustos'ta TÜYAP içindeki bir hangarda başlayan atölyede 35 sanatçı birlikte yaşıyor. Koordinatörlerden Eda Yiğit'in anlattığına göre, içeriye çadırlar, salıncaklar, çalışma alanları kurulmuş durumda. İlginç ama bugünlerde TÜYAP'ın yemekhanesinde aşçı bir anda cep telefonundan karpuz ya da tereyağı ile yaptığı heykeli gösteriyor sanatçılara, ilgi çekici karşılaşmalar yaşanıyor. İçerde yapılan atölyeler hatta atölyenin tamamı gidip havasını solumak isteyenlere açık. Ama konu bu kadarla sınırlı değil...
Link: https://acikradyo.com.tr/acik-dergi/artistin-tuyap-hangarlarinda-deneyimi-basladi
07.08.2018
Temmuz ayının sonunda başlayan Ortanormal Çevrimiçi Konuşma Serisi güncel sanat alanındaki güvencesizlik ve salgın dönemi sonrası alternatif örgütlülük yöntemleri/stratejilerine odaklanan bir Zoom serisi olarak kurgulanmıştı.
10 hafta boyunca Orta Format Dergisi'nden İpek Çınar ve Şener Soysal ile Karşı Sanat Çalışmaları'ndan tanıdığımız Eda Yiğit'in kolaylaştırıcılığından sürdürülen buluşmalar kapsamında "sanatçı, sanat eleştirmeni, akademisyen, sanatın diğer alanlarındaki örgütler, sanat hukukçusu gibi paydaşlarla; hem teorik hem de pratik konulara odaklanıldı".
8 Eylül'de sanal ortamda gerçekleşen bir forumla sona eren konuşma serisi pandemi ile birlikte güncel sanat manzarasına ilişkin aciliyet kazanan kimi soruları ve problematikleri gündeme taşıyıp, çok katılımlı bir üslupla değerlendirmesiyle kayda değer bir girişim oldu...
Link: https://acikradyo.com.tr/acik-dergi/ortanormal-cagdas-sanatta-yeni-stratejiler
09.09.2020
Katılımcılar:
İKSV İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova
Sanat Yazarı Eda Yiğit
Dirimart Direktörü Ceren Erdem
Link: https://www.youtube.com/watch?v=Nv1X9J8ygPk
Konuşmacılar: Eda Yiğit, Zeyno Pekünlü
Link: https://www.youtube.com/watch?v=WP-ND-8pUyg
Papers by Eda Yiğit
Journal Article by Eda Yiğit
İçinde olduğumuz şimdinin, tarihin nadide anlarından biri olduğuna inanmak ya da gelecekte tarihin kırılma noktalarından biri olarak anılacağını bilmek ne ifade eder? Bu soruları şimdinin içindeyken sormak ne tür eylemler gerektirir? Bir salgın ya da bir deprem, bir toplumsal olay ya da bir darbe… Bu gibi vakalar yaşanırken adeta toplumsal bellekte yarıklar oluşur. Bu süreç içinde bireysel bellek ise içinde olduğu zamanı dondurarak kategorize etmeye başlar. Bir nevi, hafıza odacıklarının içerisine kaydettiği malzemeyi sandıklara yerleştirir. İnsanlar, bu türden olaylar gerçekleşirken belleklerine o anda nerede olduğunu, neyle meşgul olduğunu, ne hissettiğini ve kendi dışındaki dünyada neler yaşandığını düşünür ve bunları soyutlayarak kaydeder. Bu anlatı, zaman içinde kabuk değiştirip dönüşür ve tekrar edilebilen, sürekli hatırlanan bir malzeme olarak pekişir, aktarım süreçlerinden geçer. Eğer içinde yaşadığımız zamanın tekrar edilemez, sıra dışı, toplumsal veçhesiyle geçmiş ile sonrasını birbirinden ayıran nitelikte olduğu ve bireysel tanıklıkla bir araya gelen bir anlatının inşası olduğu konusunda şüpheye yer yoksa yaşarken yazılan tarih ya da şimdinin tarihi kavramlarıyla günceli ele almak işlevlidir. En son Gezi direnişiyle alevlenen şimdinin tarihi kavramı üzerine düşünmek, salgınla beraber sadece sosyal bilimciler, tarihçiler (özellikle tıp tarihçileri ve psikotarihçiler) ya da sanatçılar için değil yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışan toplumun tüm kesimleri için anlam üretmeye elverişli bir zemindir.
Book by Eda Yiğit
Araştırma raporu, Eda Yiğit’in 16 Ağustos-16 Eylül tarihleri arasında açık çağrı yaparak ulaşabildiği, çoğunluğu güncel sanat alanında üretim yapan 150 sanatçıyla gerçekleştirdiği bir anket çalışmasına dayanıyor. Anket kapsamında, kısaca sosyal güvenceden ve sürdürülebilir ekonomik kaynaklardan yoksun, yani “prekarya” olarak tanımlanabilecek sanatçıların salgının birinci dalgası süresince yaşamlarındaki değişime, sanatsal üretimlerinin dönüşümüne ve kırılganlaşma süreçlerine odaklanıyor.
Çalışma, güvencesizliği uzaktan izlenecek bir muamma ve tüm sanatçıları aynı sınıfsal pozisyona sahipmiş gibi görmek yerine, kanıksanmış bilinmezliğinden kurtarmayı öneriyor. Yazar bu kitap çalışmasını, prekarya olarak sanatçılar üzerine düşünmeyi ve sanat alanında prekariteyi analiz etmeyi hedefleyen alçakgönüllü bir çaba olarak görüyor.
Sponsor desteği ve yazarın kişisel gayretiyle basılmış olan kitap, güvencesizlik konusunda kültür sanat kurumlarında, yerel yönetimlerde ve kamu kurumlarında karar vericiler ve çözüm üretme sorumluluğu olanlara fikir vermesi ve daha geniş çaplı araştırmalara ilham vermesi umuduyla, ücretsiz olarak dağıtılacak ve e-kitap olarak da erişilebilecektir.
© Eda Yiğit
Haziran 2021, İstanbul
YAZAR
Eda Yiğit
e-posta: edayigi@gmail.com
TASARIM
Şener Soysal (Baht. Design Studio)
www.baht.design
TASARIM UYGULAMA
Gonca Mutaf, Hilal Topkaraoğlu (Baht. Design Studio)
KAPAK FOTOĞRAFI VE BÖLÜM ARASI FOTOĞRAFLAR
Orhan Cem Çetin
BASKI SPONSORU
Kurukahveci Mehmet Efendi
www.mehmetefendi.com
BASKI VE CİLT
A4 Ofset
Otosanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sok. No:16
Seyrantepe 34418 Kağıthane / İstanbul Tel: 0 212 281 64 48
ISBN NO: 978-625-00-0084-7
E-KİTAP ERİŞİM
www.edayigit.xyz/prekarya
mimarsinan.academia.edu/EdaYiğit
Book Section by Eda Yiğit
12-20 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Artist 2016, katılımcı galerilerinden, mekanın fiziksel kullanımına, dilinden, örgütlenme biçimine kadar pek çok açıdan değişim geçiriyor. Yaklaşık bir yıldır geniş bir ekiple üzerinde çalıştığımız Umulmadık Topraklar// Unexpected Territories yatay bir sanat örgütlenmesi deneyimi olarak Artist 2016’nın içine yerleşiyor. Umulmadık Topraklar hem kolektif bir ürün hem de bir metot önerisi. Ortak bir soru etrafında sınırsızca çeşitlenen sergiler, performanslar, paneller, etkinlikler, yollar ve sorular bütünü. Ülkenin ekonomik ve politik gerçekliği içinde, yaşam alanlarını korumanın ve yenilerini açmanın ihtiyacı ile hareket ediyor. Mimarlık, arkeoloji, sosyoloji ile sanat arasında düşünce ve eylem alanları açmayı deniyor. Umulmadık Topraklar’ı topyekun bir yıkımla olduğu kadar bu yıkımın taşıdığı “beklenmedik” bir birlik fikirleriyle de yüzleşmeye hazır bir ekip oluşturuyor. Yolun boyunun ölçüsünü önceden almadan, yolun kendisini seçen bir grup insanın ortak çabasının ürünü olan Umulmadık Topraklar, omurgası kırık ne varsa başsız gövdesine davet ediyor…Umulmadık Topraklar’ın iddiası kendinden menkul: İklimi son 20 yılda giderek sertleşen, kazananın olmadığı, güvensiz, rekabetçi ve hakikatle kurduğu üretken gerilimi çoktan kaybetmiş sanat dünyasında, öncelikle sanatçının hayatta kalma koşullarını dert ediniyor. Ülkenin geleceğinde tek tabanca olmanın imkansızlığını öngördüğü için, yan yana gelebilmenin imkanlarını araştırmaya davet ediyor. Sadece on günü işgal etmeyi değil, olası karşılaşmaları ve çarpışmaları tetiklemeyi arzuluyor. Fuar ya da bienal gibi formların içinden çarpıtıldığı bir yatay örgütlenme öneriyor, bir çeşit oyun alanı açıyor.
Konuşmacı: Eda Yiğit
Tarih: 02.07.2021
Link: https://www.youtube.com/watch?v=-l9hb63T610
Konuşmasına görece yeni kavramlar olan ve emeğin doğasının değişmesiyle 2000’lerden itibaren daha yaygın olarak kullanılmaya başlayan prekarya/prekarite kavramlarının tanımlarına ilişkin bir girişle başlayan Yiğit, prekaryayla bağlantılı olarak mesleki kimliğin yitimi, temsil kaybı, güvencesizlik, kırılganlık, yaralanabilirlik gibi kavramlara Bourdieu, Standing ve Butler’in getirdiği yorumlara yer vererek devam etti. Akabinde, salgının birinci dalga olarak anılan periyodunda, 150 sanatçının katılımıyla açık kaynaklar üzerinden gerçekleştirdiği 39 soruluk araştırmanın sonuçlarını paylaşan Yiğit, yine aynı dönemde gerçekleşen kolektif üretim pratiklerinden bazılarına değinerek konuşmasını bitirdi. Kitap olarak da basılan araştırma raporunun e-kitap versiyonuna şu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.edayigit.xyz/prekarya
Katılımcılar:
Merve Eryürük / Müzik Platformu Kurucusu
Funda Lena / KREKSA Kurucusu
Eda Yiğit / Bağımsız Araştırmacı
Yeşim Özsoy / Tiyatro Kooperatifi YK Başkan Yardımcısı
Tarih: 13.07.2021
Link: https://www.youtube.com/watch?v=kY1eQ8pPdZ0
Yıldız Salman (00:00:00-00:20:40)
Açılış konuşması- Bomonti Bira Fabrikası hakkında genel bilgi
Eda Yiğit (00:20:40-00:43:16)
Toplumsal Bellek Çerçevesinde Bomonti Bira Fabrikası
Tolga Bektaş (00:43:16-01.00.55)
Şişli’de mahallelilik bilinci ve Bomonti Bira Fabrikası odağında gerçekleşen toplumsal eylemlilik
Soru-Cevap-Yorum (01.00.55-01.11.02)
(Link: https://www.youtube.com/watch?v=b_zDYpc7eDc&t=2576s)
Deneyim'in özelliği, Ağustos Atölyesi ile, içeriğini kolektif hafızanın belirleyecek bir buluşma olması. 1 Ağustos'ta TÜYAP içindeki bir hangarda başlayan atölyede 35 sanatçı birlikte yaşıyor. Koordinatörlerden Eda Yiğit'in anlattığına göre, içeriye çadırlar, salıncaklar, çalışma alanları kurulmuş durumda. İlginç ama bugünlerde TÜYAP'ın yemekhanesinde aşçı bir anda cep telefonundan karpuz ya da tereyağı ile yaptığı heykeli gösteriyor sanatçılara, ilgi çekici karşılaşmalar yaşanıyor. İçerde yapılan atölyeler hatta atölyenin tamamı gidip havasını solumak isteyenlere açık. Ama konu bu kadarla sınırlı değil...
Link: https://acikradyo.com.tr/acik-dergi/artistin-tuyap-hangarlarinda-deneyimi-basladi
07.08.2018
Temmuz ayının sonunda başlayan Ortanormal Çevrimiçi Konuşma Serisi güncel sanat alanındaki güvencesizlik ve salgın dönemi sonrası alternatif örgütlülük yöntemleri/stratejilerine odaklanan bir Zoom serisi olarak kurgulanmıştı.
10 hafta boyunca Orta Format Dergisi'nden İpek Çınar ve Şener Soysal ile Karşı Sanat Çalışmaları'ndan tanıdığımız Eda Yiğit'in kolaylaştırıcılığından sürdürülen buluşmalar kapsamında "sanatçı, sanat eleştirmeni, akademisyen, sanatın diğer alanlarındaki örgütler, sanat hukukçusu gibi paydaşlarla; hem teorik hem de pratik konulara odaklanıldı".
8 Eylül'de sanal ortamda gerçekleşen bir forumla sona eren konuşma serisi pandemi ile birlikte güncel sanat manzarasına ilişkin aciliyet kazanan kimi soruları ve problematikleri gündeme taşıyıp, çok katılımlı bir üslupla değerlendirmesiyle kayda değer bir girişim oldu...
Link: https://acikradyo.com.tr/acik-dergi/ortanormal-cagdas-sanatta-yeni-stratejiler
09.09.2020
Katılımcılar:
İKSV İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova
Sanat Yazarı Eda Yiğit
Dirimart Direktörü Ceren Erdem
Link: https://www.youtube.com/watch?v=Nv1X9J8ygPk
Konuşmacılar: Eda Yiğit, Zeyno Pekünlü
Link: https://www.youtube.com/watch?v=WP-ND-8pUyg
İçinde olduğumuz şimdinin, tarihin nadide anlarından biri olduğuna inanmak ya da gelecekte tarihin kırılma noktalarından biri olarak anılacağını bilmek ne ifade eder? Bu soruları şimdinin içindeyken sormak ne tür eylemler gerektirir? Bir salgın ya da bir deprem, bir toplumsal olay ya da bir darbe… Bu gibi vakalar yaşanırken adeta toplumsal bellekte yarıklar oluşur. Bu süreç içinde bireysel bellek ise içinde olduğu zamanı dondurarak kategorize etmeye başlar. Bir nevi, hafıza odacıklarının içerisine kaydettiği malzemeyi sandıklara yerleştirir. İnsanlar, bu türden olaylar gerçekleşirken belleklerine o anda nerede olduğunu, neyle meşgul olduğunu, ne hissettiğini ve kendi dışındaki dünyada neler yaşandığını düşünür ve bunları soyutlayarak kaydeder. Bu anlatı, zaman içinde kabuk değiştirip dönüşür ve tekrar edilebilen, sürekli hatırlanan bir malzeme olarak pekişir, aktarım süreçlerinden geçer. Eğer içinde yaşadığımız zamanın tekrar edilemez, sıra dışı, toplumsal veçhesiyle geçmiş ile sonrasını birbirinden ayıran nitelikte olduğu ve bireysel tanıklıkla bir araya gelen bir anlatının inşası olduğu konusunda şüpheye yer yoksa yaşarken yazılan tarih ya da şimdinin tarihi kavramlarıyla günceli ele almak işlevlidir. En son Gezi direnişiyle alevlenen şimdinin tarihi kavramı üzerine düşünmek, salgınla beraber sadece sosyal bilimciler, tarihçiler (özellikle tıp tarihçileri ve psikotarihçiler) ya da sanatçılar için değil yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışan toplumun tüm kesimleri için anlam üretmeye elverişli bir zemindir.
Araştırma raporu, Eda Yiğit’in 16 Ağustos-16 Eylül tarihleri arasında açık çağrı yaparak ulaşabildiği, çoğunluğu güncel sanat alanında üretim yapan 150 sanatçıyla gerçekleştirdiği bir anket çalışmasına dayanıyor. Anket kapsamında, kısaca sosyal güvenceden ve sürdürülebilir ekonomik kaynaklardan yoksun, yani “prekarya” olarak tanımlanabilecek sanatçıların salgının birinci dalgası süresince yaşamlarındaki değişime, sanatsal üretimlerinin dönüşümüne ve kırılganlaşma süreçlerine odaklanıyor.
Çalışma, güvencesizliği uzaktan izlenecek bir muamma ve tüm sanatçıları aynı sınıfsal pozisyona sahipmiş gibi görmek yerine, kanıksanmış bilinmezliğinden kurtarmayı öneriyor. Yazar bu kitap çalışmasını, prekarya olarak sanatçılar üzerine düşünmeyi ve sanat alanında prekariteyi analiz etmeyi hedefleyen alçakgönüllü bir çaba olarak görüyor.
Sponsor desteği ve yazarın kişisel gayretiyle basılmış olan kitap, güvencesizlik konusunda kültür sanat kurumlarında, yerel yönetimlerde ve kamu kurumlarında karar vericiler ve çözüm üretme sorumluluğu olanlara fikir vermesi ve daha geniş çaplı araştırmalara ilham vermesi umuduyla, ücretsiz olarak dağıtılacak ve e-kitap olarak da erişilebilecektir.
© Eda Yiğit
Haziran 2021, İstanbul
YAZAR
Eda Yiğit
e-posta: edayigi@gmail.com
TASARIM
Şener Soysal (Baht. Design Studio)
www.baht.design
TASARIM UYGULAMA
Gonca Mutaf, Hilal Topkaraoğlu (Baht. Design Studio)
KAPAK FOTOĞRAFI VE BÖLÜM ARASI FOTOĞRAFLAR
Orhan Cem Çetin
BASKI SPONSORU
Kurukahveci Mehmet Efendi
www.mehmetefendi.com
BASKI VE CİLT
A4 Ofset
Otosanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sok. No:16
Seyrantepe 34418 Kağıthane / İstanbul Tel: 0 212 281 64 48
ISBN NO: 978-625-00-0084-7
E-KİTAP ERİŞİM
www.edayigit.xyz/prekarya
mimarsinan.academia.edu/EdaYiğit
12-20 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Artist 2016, katılımcı galerilerinden, mekanın fiziksel kullanımına, dilinden, örgütlenme biçimine kadar pek çok açıdan değişim geçiriyor. Yaklaşık bir yıldır geniş bir ekiple üzerinde çalıştığımız Umulmadık Topraklar// Unexpected Territories yatay bir sanat örgütlenmesi deneyimi olarak Artist 2016’nın içine yerleşiyor. Umulmadık Topraklar hem kolektif bir ürün hem de bir metot önerisi. Ortak bir soru etrafında sınırsızca çeşitlenen sergiler, performanslar, paneller, etkinlikler, yollar ve sorular bütünü. Ülkenin ekonomik ve politik gerçekliği içinde, yaşam alanlarını korumanın ve yenilerini açmanın ihtiyacı ile hareket ediyor. Mimarlık, arkeoloji, sosyoloji ile sanat arasında düşünce ve eylem alanları açmayı deniyor. Umulmadık Topraklar’ı topyekun bir yıkımla olduğu kadar bu yıkımın taşıdığı “beklenmedik” bir birlik fikirleriyle de yüzleşmeye hazır bir ekip oluşturuyor. Yolun boyunun ölçüsünü önceden almadan, yolun kendisini seçen bir grup insanın ortak çabasının ürünü olan Umulmadık Topraklar, omurgası kırık ne varsa başsız gövdesine davet ediyor…Umulmadık Topraklar’ın iddiası kendinden menkul: İklimi son 20 yılda giderek sertleşen, kazananın olmadığı, güvensiz, rekabetçi ve hakikatle kurduğu üretken gerilimi çoktan kaybetmiş sanat dünyasında, öncelikle sanatçının hayatta kalma koşullarını dert ediniyor. Ülkenin geleceğinde tek tabanca olmanın imkansızlığını öngördüğü için, yan yana gelebilmenin imkanlarını araştırmaya davet ediyor. Sadece on günü işgal etmeyi değil, olası karşılaşmaları ve çarpışmaları tetiklemeyi arzuluyor. Fuar ya da bienal gibi formların içinden çarpıtıldığı bir yatay örgütlenme öneriyor, bir çeşit oyun alanı açıyor.
Küratör: Eda Yiğit
Araştırmacı: Serdar Soydan
Araştırma Destekçisi: Seval Şahin
Sanatçılar: Derya Ülker, Emin Çelik, Eşref Yıldırım, Figen Aydıntaşbaş
Destekçiler: İthaki Yayınları ve Sanat Kritik
Grafik Tasarım: Ece Eldek
Fotoğraf: Orhan Cem Çetin
Sergi Strüktür Üretim: Birebir Design
-----
İthaki Yayınları’nın desteğiyle Sanat Kritik’in ev sahipliğinde gerçekleşen “Ben Yazar Suat Derviş’im” sergisi, 1-30 Eylül tarihleri arasında ziyarete açılıyor. Beyoğlu’nda, Avrupa Pasajı’nın birinci katında gerçekleşecek, aynı zamanda Sanat Kritik’in kendi mekânındaki ilk sergi olan “Ben Yazar Suat Derviş’im”, usta yazarın hayat hikâyesinden yola çıkarak yaşamı boyunca kaleme aldığı bütün üretimleri konu alıyor. Sergi, birçok farklı türde kalem oynatmış, edebiyat tarihlerinin başardıklarıyla anması gereken bir yazar olarak dili, eserleri ve seçtiği farklı konularla -eğer izleyicinin daha önce karşılaşma şansı olmadıysa- yazar Suat Derviş ile tanıştırmayı hedefliyor.
Suat Derviş’in izinde, Serdar Soydan tarafından yıllardır süregiden araştırmalara dayanarak Seval Şahin’in desteğiyle hazırlanan serginin küratörlüğünü Eda Yiğit üstleniyor. İthaki Yayınları’nın uzun bir süredir Suat Derviş’i merkezine alarak sürdürdüğü çalışma ve kitapları yeniden yayınlama sürecine paralel olarak geliştirilen sergide Derviş’in güncel biyografisi, yazarlık serüveni, dönemin gazetelerinden seçilmiş çeşitli röportaj serileri, çevirileri, roman tefrikaları, öykü ve romanlarının bir araya getirilmiş güncel bir listesi de yer alıyor.
“Ben Yazar Suat Derviş’im” sergisi kapsamında sanatçılar tarafından Suat Derviş ekseninde geliştirilen yeni yapıtlar da dikkat çekiyor. Emin Çelik, Suat Derviş’e özel olarak bu sergi için ürettiği bir enstalasyon çalışmasıyla, Derya Ülker yazarın kitaplarından alıntıları kullanarak gerçekleştirdiği cama yazılama ve çizimleriyle, Zilberman Gallery’nin izniyle Eşref Yıldırım’ın tuval üzerine yağlıboya ve ip kullanarak 2018 yılında ürettiği bir Suat Derviş portresi sergi boyunca ziyaretçilerle buluşuyor. Resmin ve yazının ortak ve temel aracı olduğunu düşünerek kara kalem ve mürekkebi kullanan Figen Aydıntaşbaş ise ürettiği desenler ile sergide yer alıyor. Söz konusu bu desenler, sanatçının 2007 yılında Mavi Kum kitapçısında “Yazarın Resmi” başlıklı sergiyle ilk kez izleyicilerin karşısına çıkmış, Suat Derviş’i konu alan çok az sayıda sanat üretiminden biri olma niteliği taşıyor.
Etkileşim amaçlanarak tasarlanan, sergi ziyaretçilerinin kolektif bir ritüel olarak kendi duygu dünyalarından Suat Derviş’e şimdiki zamandan daktilo ederek gönderecekleri mektuplar, mühürlenmemiş bir şekilde açık olarak sergileniyor. Bu sergi, 90’lı yıllardan bu yana Suat Derviş’in hak ettiği değeri teslim etmeye dönük çabaya küçük bir katkı olmasının yanı sıra onun kaleminin renkleri ve hakikatini aradan geçen zamanın soluklaştıramadığını da ön plana çıkarıyor.
Suat Derviş, içinde yaşadığı dönemin yakıcı sorun ve konularını ele alırken güncel anlam dünyamızı zenginleştirmeye devam ediyor. “Ben Yazar Suat Derviş’im” sözünün kazındığı “bizim” tarihimizin zafer takının altından geçerek emeğinin karşılığını alamadığı, ekmeğini yazarlıktan kazandığı zor bir hayat, yok sayılmasına rağmen görünmeyenleri var eden hikâyeleri ve muhalif kimliğiyle buruk bir geçmişin içinden konfetiler eşliğinde çıkıp geliyor ve varlığını hissettiriyor.
Sergi hazırlık sürecinde Seval Şahin ve Sanat Kritik ekibi desteğini esirgemedi. Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı sergiye katkı sundu. Serginin grafik tasarımına Ece Eldek emek verdi. Orhan Cem Çetin ise sergiyi fotoğrafladı.
Arafta Bir Beyoğlu sergisi, İstanbul’un en önemli tarihi ve kültürel merkezlerinden Beyoğlu’nun zaman içindeki sosyo-mekânsal dönüşümünü konu alarak Beyoğlu- Senin projesi kapsamında TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent şubesi ev sahipliğinde, İstanbul Kent Konseyi’nin katkılarıyla 7 -24 Nisan 2022 tarihleri arasında gerçekleşti. Beyoğlu’na dair yapılmış en kapsamlı araştırmalar arasında yer alan çalışmayı merkeze alan sergide, araştırma bulguları, araştırmada üretilen haritalar ve anket dökümleri paylaşıldı. Beyoğlu içerikli kitapların yer aldığı bir okuma alanı yer aldı. Kronolojik bir çalışma olan Tarih İçinde Beyoğlu isimli defter ziyaretçilerin katkıları ve görüşleriyle zenginleşti, Beyoğlu içerikli işler üreten sanatçıların çalışmaları küçük boyutlu reprodüksiyonları sergilendi.
Serginin Beyoğlu’na dair güncel soruların sorulduğu etkileşimli alanı olan “Beyoğlu için 100 Soru” bölümünde izleyicilerin vermiş olduğu yanıtlar e-kitap olarak derlendi. Paylaşılmakta olan e-kitap kapsamında 5-16-37-72-94 sayılı sorular izleyicilerin yanıtlamadığı sorular olması nedeniyle doküman içerisinde yer almıyor.
BEYOĞLU İÇİN 100 SORU
1. Beyoğlu deyince aklına gelen üç şeyi paylaşabilir misin?
2. Beyoğlu ile ilgili sevdiğin üç şey?
3. Beyoğlu sence hangi değerleri temsil ediyor?
4. Beyoğlu’nun sence kimliğini oluşturan en önemli mekanlar hangileri?
5. Beyoğlu’nda tanıdığın önemli isimler kimlerdir?
6. Yakınlarına Beyoğlu’nu nasıl anlatırsın?
7. Beyoğlu’nun kokusunu tarif eder misiniz?
8. Beyoğlu’nun sesleri deyince aklına ne gelir?
9. Beyoğlu’nun gecesi nasıldır, ya gündüzü?
10. Beyoğlu ile özdeşleşmiş bir şarkı var mı?
11. Beyoğlu’nun kendine özgü nitelikleri neler?
12. Beyoğlu’nun senin gözündeki ideal halini anlatır mısın?
13. Beyoğlu’nun kültürel çeşitliliği hakkında fikirlerini paylaşır mısınız?
14. Beyoğlu’nun en büyük üç sorunu nedir?
15. Beyoğlu nasıl bir sevgili olurdu?
16. Beyoğlu hakkında hatırladığın bir şiir varsa paylaşır mısın?
17. Beyoğlu sence hüzünlü müdür, yoksa neşeli mi?
18. Sence herkes Beyoğlu’nda ne arıyor?
19. Beyoğlu’nun eksik olan yanı ne?
20. Beyoğlu bir içki olsaydı, sence ne olurdu?
21. Beyoğlu’nda başına gelen en ilginç olay neydi?
22. Hangi yıllarda, dönemlerde Beyoğlu’na daha sık geliyordun? Neden?
23. Beyoğlu’nda en sevdiğin sokak insanları kimler?
24. Beyoğlu esnafından sevdiğin isimler var mı?
25. Beyoğlu’nda ilk gittiğin eylem hangisiydi?
26. Beyoğlu’nda aklına kazınan bir hatıran var mı?
27. Beyoğlu’nda yaşadığın bir coşkuyu anlatır mısınız?
28. Beyoğlu’nda eğlenmekten en çok keyif aldığın mekanlar hangisi/hangisiydi?
29. Beyoğlu’nda özlediğin ve yitirdiğin ne var?
30. Beyoğlu’na en son ne zaman ve ne için geldin?
31. Beyoğlu’nu hangi sıklıkla kullanıyorsun?
32. Beyoğlu’nda sinemaya gitme alışkanlığın var mıydı?
33. Beyoğlu’nda en son hangi filme gittin?
34. Beyoğlu’nda gittiğin, unutamadığın bir film var mı?
35. Beyoğlu’nda gerçekleşen bir festivale katıldın mı, hangisine /hangilerine katıldın?
36. Beyoğlu’nda yaşadın mı, neresinde ve hangi zaman aralıkları arasında?
37. Beyoğlu’nda çalıştın mı, hangi görevi üstlenerek nerede çalıştın?
38. Beyoğlu’na dair bir film izledin mi? Hangisi?
39. Beyoğlu’na dair sevdiğin bir kitap var mı? İsmini bizimle paylaşır mısınız?
40. Beyoğlu’nda yemeyi sevdiğin bir yemek varsa hangisi / hangileri?
41. Beyoğlu’nda oturmayı sevdiğin mekanlar hangileri/hangileriydi?
42. Beyoğlu’nda gittiğin aklından çıkmayan bir konser var mı?
43. Beyoğlu’nda aşık oldun mu? Neresinde?
44. Beyoğlu’nda sarhoş oldun mu? Hangi mekanda? Nasıldı?
45. Beyoğlu’nun sevdiğin hanları/pasajları hangileri?
46. Beyoğlu’nda herhangi bir suça karıştın mı?
47. Beyoğlu’nda herhangi bir şiddete maruz kaldın mı?
48. Beyoğlu’nda kavga ettin mi?
49. Beyoğlu’nda kendini özgür hissettiğin bir anın varsa anlatır mısın?
50. Beyoğlu’nda korumak istediğin neler var?
51. Beyoğlu’nda periyodik olarak takip ettiğin sergi mekanları var mı?
52. Beyoğlu’nda dolaştığın kiliseler var mı?
53. Beyoğlu’nda kamusal alanlarda bulunan en çok sevdiğin heykel/heykeller hangisi?
54. Beyoğlu’nda hangi kültür sanat aktivitelerine katılıyorsun?
55. Beyoğlu’nda son yıllarda seni sevindiren neler oldu?
56. Beyoğlu’na yaşayan ve mekanı terk etmemiş hangi mesleklerden tanıdıkların var?
57. Sadece Beyoğlu’nda yaptığın herhangi bir şey var mı?
58. Beyoğlu’nun hangi niteliği/özelliği senin için vazgeçilmezdir?
59. Beyoğlu’nda günün hangi saatlerini geçirmeyi tercih ediyorsun? Neden?
60. Beyoğlu’nda fotoğrafını çekmeyi ve çektirmeyi sevdiğin yerler neresi?
61. Sence İstiklal Caddesi ağaçlandırılmalı mı?
62. Beyoğlu’nu tarihsel olarak dönemlerine nasıl ayırırsın?
63. Beyoğlu’nda yaşanan kırılma noktaları neler?
64. Beyoğlu’nun travmaları desek, hangi olaylar aklına gelir?
65. Gezi Olaylarına katıldıysan, anımsadığın bir anı paylaşır mısınız?
66. Beyoğlu’nun tarihine baktığında etkileyici bulduğun bir olay var mı?
67. Beyoğlu’nda sokak müziği hakkında düşüncelerin neler?
68. Beyoğlu’nda banklar ve yerleştirilen ağaçlar hakkında ne düşünüyorsun?
69. Beyoğlu‘nun turist kullanıcıları hakkında ne düşünüyorsun?
70. Beyoğlu’ndaki alışveriş mekanları hakkında ne düşünüyorsunuz?
71. Sence Beyoğlu yeterince temiz mi?
72. Sence Beyoğlu yeterince aydınlatılıyor mu?
73. Sence Beyoğlu güvenli mi?
74. Sence Beyoğlu her keseye uygun mu?
75. Beyoğlu’ndaki kitapçıların sayısı, niteliği sence yeterli mi?
76. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ne katıldın mı? Bu festival hakkındaki fikirlerini paylaşır mısınız?
77. Sence Beyoğlu için mücadele etmek hangi anlamlara geliyor?
78. Eğer Beyoğlu ile tek karar verici olsaydın neyi değiştirmek isterdiniz?
79. Beş yıl sonra sence Beyoğlu nasıl bir yer olacak?
80. Beyoğlu’nun bugünkü koşullarını iyileştirmek için sence hangi sektörler desteklenmeli?
81. Beyoğlu’nun hangi nitelikleri, nasıl korunmalı?
82. Beyoğlu’nda ne kalmalı, ne gitmeli?
83. Taksim Camisi hakkında ne düşünüyorsun?
84. AKM senin için ne ifade ediyor?
85. Topçu Kışlası yapılsaydı ne olurdu?
86. Tarlabaşı Bulvarı sebebiyle Tarlabaşı yıkılmasaydı ne olurdu?
87. Beyoğlu’nda kaybedilen mekanların yerine yapılan AVM’leri kullanıyor musun?
88. Emek Sineması’na dair bir hatıran var mı?
89. Cumartesi Annelerinin eylemlerine katıldın mı, ne hissettin?
90. 8 Mart Gece Yürüyüşlerine katıldın mı, ne hissettin?
91. Taksim’de 1 Mayıs’a katıldın mı, ne hissettin?
92. Sence Beyoğlu toplumsal hareketler için hangi anlamları taşıyor?
93. Beyoğlu’nda söz sahibi kurumlardan biri olan Beyoğlu Belediyesi’nin çalışmaları hakkında ne düşünüyorsun?
94. Beyoğlu’nda söz sahibi kurumlardan biri olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları hakkında ne düşünüyorsun?
95. Beyoğlu’nda üretilen projelerde işbirliği yapılan kurumlardan biri olan kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsun?
96. Beyoğlu hakkında herhangi bir araştırma yaptın mı? Yaptıysan isim ve içeriğinden bahseder misin?
97. Beyoğlu hakkında üreten sanatçılar kimler? Üretimleri hakkında bilgi sahibiysen paylaşır mısın?
98. Beyoğlu hakkında üreten edebiyatçılar kimlerdir ve hatırladığın roman, öykü vb. var mı?
99. Beyoğlu hakkında üreten şairler var mı ve hatırladığın şiirleri var mı?
100. Aklında kalan Beyoğlu için üretilmiş bir harita var mı?
Sergi Künyesi
Küratör: Eda Yiğit
Grafik Tasarım: Ece Eldek
Araştırma İçerikleri: Prof. Dr. Asuman Türkün, Aslı Sarıoğlu
Redaksiyon: Cansu Yapıcı
Harita Üretim: Elif Kırpık
İzinler İçin İletişim: Çağrı Çarıkçı
Destekçiler: İstanbul Kent Konseyi, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, İstanbul Planlama Ajansı, SAM Araştırma
Teşekkürler: Açık Radyo, Arel Siviş, Asu Aksoy, Burçin Altınsay, Canan Cürgen, Canem Kurtoğlu, Cansu Yapıcı, Cenk Sarıoğlu, Deniz Özgür, Gökçem Yiğit, Ilgın Erarslan Yanmaz, İlksen Mavituna, İmre Azem, İBB Atatürk Kitaplığı, Miray Özkan, Orhan Cem Çetin, Salt Araştırma, Selma Çaybaşı, Serra Akcan ve Vatoz Platformu
7-24 Ocak 2020
Küratör: Eda Yiğit
Orhan Cem Çetin, sanatı yakından bakmanın türlü yolundan biri, fotoğrafı ise anlamın etrafında örülen bir eksiltme, indirgeme sanatı olarak tarif ediyor.
Ben Yazar Suat Derviş'im sergisinde bir daktilo
Ben Yazar Suat Derviş'im sergisinde Suat Derviş'e mektup yazmak isteyen ziyaretçiler daktilonun başına geçtiler. Aralarında Suat Derviş'in bugün yaşadığını düşleyenler de, geçmişe yüzünü dönerek ona seslenenler de vardı. Daktiloda yazmanın zorluğuna rağmen performansa dahil olanlara teşekkürlerimizle.
Artist 2016 içinde gerçekleşen Umulmadık Topraklar sergisinin sanat alanında yarattığı heyecan ve umut hala etkisini korurken, aynı ruh ve daha geniş bir ekiple Ütopya’ya doğru yola çıktık. Aslında Umulmadık Topraklar’ın hem kavramsal çerçevesi hem de gerçekleşme biçimi ütopya sorunsalını içinde barındırıyordu. Geçen yıldan aktarılan sorular, yıl içinde biriken deneyimler ve tarihsel koşullar gözetilerek, Ütopya kavramını merkeze alan kolektif bir sergi fikrinde buluştuk. Çok boyutlu, yatay, dayanışmacı, eşitlikçi bir yaklaşımla çalışmaya başladık. Genç ve gelişmeye açık unsurları keşfetmek ve yaratıcı biçimde ilişkilendirmek için kafa yorduk. Ortaya paneller, söyleşiler, konserler, performanslar ve gösterimlerden oluşan dopdolu bir program ve her biri ütopya kavramına bambaşka yaklaşan 25 sergi çıktı. Nihayet 4 Kasım’da izleyici ile buluşmayı heyecanla bekliyoruz.
TÜYAP çatısı altında, 29. İstanbul Sanat Fuarı kapsamında 2016 yılından bu yana her yıl farklı fikirlerle Karşı Sanat ekibi tarafından tasarlanan proje alanı, bu defa Artist Faust başlığı altında kolektif, dayanışmacı, disiplinleraşırı bir sanat deneyimine ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz yıllarda Umulmadık Topraklar, Ütopya ve Deneyim kavramları üzerine
kurulmuş olan İstanbul Sanat Fuarı proje alanı bu yıl Goethe’nin klasik
yapıtı Faust’u konu alıyor, devasa ölçekli bir oyun mekanına dönüşüyor.
Günde bir kez saat 17:00’da sahne alacak tiyatro oyunu ile birlikte,
konuyla ilgili sergiler de proje alanını zenginleştiriyor.
Sayı:177
Prekaryanın Görünmeyen Özneleri: Pandemi Döneminde Sanatçılar: Griden Koyu Griye
Pandemiyle derinleşen ekonomik buhranın hayati sonuçlarından biri güvencesizlik. Dünyanın dört bir yanında, özellikle bazı sektörlerde, "yeni normal"e uyumlu mekanizmalar geliştirildi ve dönemin öncesinde de güvencesiz ve esnek çalışma koşullarındaki prekaryanın hayatı daha da zorlaştı.
Söyleşi: Suzan Demir
Konuşmacı: Eda Yiğit
Çizim: Nazım Richard Dikbaş
İlhan Sayın ile "Çitleri Aşan Bir İncir Ağacı"
Röportaj: Eda Yiğit
Söyleşi: Eda Yiğit
23 Eylül 2021
Söyleşi: Ulus Atayurt
Konuşmacılar: Nesrin Uçar, Işık Demirtaş ve Eda Yiğit
Binbir Kuir Gece Masalları
Röportaj: Eda Yiğit
Son beş senedir fotoğraf aracılığıyla hikâye anlatıcılığı üzerine çalışan Barınak/Kafes, Mülksüzler, Benim Kayıp Anavatanım Pontus ve İskandil serileri odağında 23 yaşındaki Cansu Yıldıran ile bir araya geldik. Yıldıran’ın İskandil hikâyesi 4 Aralık-3 Ocak tarihleri arasında bir TAPA (Transformative Art Project for Activists) projesi olarak SAHA’nın desteğiyle Barın Han’da sergilenecek.
Değiş Tokuş Projesi Hakkında:
"Değiş Tokuş’, 2020’nin ilk aylarından beri içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde, fotoğrafçıların daha az seyahat etme olanaklarına sahip olmaları nedeniyle gidemedikleri farklı şehirlerde iş üretebilmeleri için birbirleriyle dayanışmaları fikrinden ortaya çıktı. ‘Değiş Tokuş’un Kültür için Alan’ın faaliyet gösterdiği şehirler ve çevre şehirlerine yönelik açık çağrısına gelen başvurular arasından ilk aşamaya seçilen 20 katılımcı, tanışma toplantılarının ve aralarındaki fikir alışverişlerinin ardından ikili ekipler olarak proje önerilerinde bulundu. Bu öneriler arasından ikinci aşamaya seçilen İzmir, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’dan 6 ekip yani 12 sanatçı, birbirlerinin projelerini üretti. Diyarbakır’dan Lütfü İrdem, İstanbul’dan GAPO ve İzmir’den No 238 iş birliğinde, Kültür için Alan desteğiyle ‘Değiş Tokuş’, Mayıs-Kasım 2021 arasında gerçekleşti."
Proje koordinatörleri: Refik Akyüz & Serdar Darendeliler [GAPO], Lütfü İrdem, Sinan Kılıç [No 238]
Sanatçılar: Nilay Uluğ & Şevda Tuğrul, Ayşegül Kaycı & İmran Atasal, Fatma Çelik & Merve Güçlütürk, Aynur Tıkıroğlu & Hicret Ayaz İpek, Aylin Kızıl & Eyhan Çelik, Aslıhan Güçlü & Mehmet Ali Kılıç
Editörler: Refik Akyüz & Serdar Darendeliler
Konuşmacılar ve Yazarlar: Meltem Şendağ, Aslı Iğsız, Eda Yiğit, Elif Demirkaya, İpek Çınar
Seminerler: Saliha Yavuz, Cemre Yeşil, Sinem Dişli
Tasarım: Serdar Darendeliler
Türkçe-İngilizce çeviriler: Deniz İnal Türkçe-Kürtçe çeviriler: Rêbîn Özmen
İletişim: gapo@gapo.org
Emek ve kent birbirini etkileyen ve şekillendiren olgulardır. Emek bir yandan kenti inşa ederken, kent de emeğin doğasını biçimlendirir. Kentleşme tarihi içinde yaşanan süreçlerin emeğe biçtiği rol ise insan hayatını ve toplumsal tahayyülleri şekillendirmektedir. Bu nedenle ortada derin bir bakış açısıyla okunması gereken bir kavram vardır. Bu çalışma, emek ile kent arasındaki karmaşık ilişkiyi tarihsel olarak anlamaya yöneliktir. Araştırma, Bomonti Bira Fabrikası tarihinde yer alan emek deneyimlerini konu alırken, bu deneyimlerin gerçekleştiği yer olan Bomonti semtinin tarihsel olarak toplumsal yapısını ve mekânsal dönüşümünü ortaya koymuştur.
Sermayenin, emeğin kentlerde başrolü oynadığı zamanlardan farklı olarak kentsel çevreleri emeğin yarattığı birikimlerden ve zenginliklerden yoksun bırakması, çalışma hayatının giderek daha da sertleşmesine ve sosyal hayatın renksizleşmesine yol açmıştır. Emeğin yaşadığı ortamın, bir zamanlar sırtını devletine dayadığı işini kaybetme korkusu yaşamadığı, yaşam kalitesinin daha yüksek olduğu, dolayısıyla bireyin şimdiki gibi yalnızlaşmış değil, kalabalık hissettiği bir ortamdan, güvensiz ve tedirgin yaşanılan bir ortama dönüştüğü görülmektedir. Unutulmaması gereken başka bir nokta kuşaklar arası aktarımın sekteye uğradığı gerçeğidir. Bundan dolayı bu eksikliğe bir katkı yapmak üzere yaşanan dönüşüm, deneyimleyenlerin anlatılarına başvurularak kurgulanmıştır.
Çalışma, emeğin anlamının sorgulanmasıyla başlayarak, Türkiye‟de emek tarihi ve kentleşme sürecine yönelik farklı dönemleri inceleyen birinci bölümü, Bomonti semtinin tarihsel gelişiminin değerlendirildiği ikinci bölümü, Bomonti Bira Fabrikası üzerinden emek deneyimlerinin incelendiği üçüncü bölümü içermektedir.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı
Kentsel Planlama Programı
Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Besime ŞEN
MAYIS 2010
ABSTRACT
Labor and city are phenomena that effect and shape each other. While at one hand labor builds the city, the city in turn shapes the nature of the labor. The role given to labor by the processes in the history of urbanization shapes the human life and societal aspirations. Because of this reason this is a concept which needs to be looked into with a deeper perspective. This work is towards understanding the complicated relationship between labor and the city. The research investigated the labor experiences in the history of the Bomonti Beer Factory in a frame that involves the societal and environmental transformations of the historic Bomonti district.
In contrary to the times when labor had the leading role in the cities, when capital deprived the city environment from the experiences and richness of the labor it lead to a tougher work life and a less colorful social life. The time when labor lived the individual was backed up by the government, had no fear of losing a job and had a higher life quality and therefore the individual felt populated instead of feeling alienated like now. We now see that this setting has transformed into an insecure and troublesome environment. Another point that should not be forgotten is the fact that the transfer between generations has came to a halt.
The research begins with questioning the meaning of labor and consists of three parts. First chapter investigates the different periods in the history of labor and urbanization in Turkey. In the second chapter the historic development of Bomonti district is assessed and in the third chapter the labor experiences from Bomonti Beer Factory is analyzed.
Mimar Sinan Fine Arts University
İnstitute of Science and Technology
Department of City and Regional Planning
Urban Planning Programme
Advisor: Assistant Prof. Besime ŞEN
MAY 2010
Türkiye’de çevre politikaları kapsamında, kalkınma planlarında ve nazım planlarında çevre politikalarını incelemek, Orman yasasının tarihsel sürecini, yasayla ilgili olarak hukuksal boyutta eksiklikleri, ekonomik, sosyal, siyasal, etik, ekolojik ve planlama boyutlarını irdelemek, kurumsal çevrelerin ve aktörlerin görüşlerini değerlendirmek, Çekmeköy örneği üzerinden yasanın yarattığı sonuçları göstermek ve bu yerleşmenin tarihselliği içinde yaşanan denetleme sorununu derinlemesine incelemektir.
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Arzu KOCABAŞ
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
Ocak 2007
ABSTRACT
The transformation of disordered urban areas into multi-storey and dense structure took place after the highway policies in the 1970’s. The highways contributed to looting the aggricultural areas, forests and water basins on the North of İstanbul. Besides, regulations like “flat ownership” and “gecekondu amendment” triggered this process. The disordered and unstable rate of urbanization causes destruction on the natural and historical values. Thus, with 2B law this illegal process is tried to be legalized.
The aim of this study is to analyse 2B law in every way and evaluate it on Çekmeköy example. In this framework, in order to seize the law; former and recent master plans of İstanbul, place of forest law in the ground law, the historical, economical, ethical, social and political dimensions of forest law, the planning of 2B areas, the prospects of institutional facets and Çekmeköy which is in the boundaries of a water basin and is placed partly in a forest area has been analysed. Çekmeköy has transformed into a city with a population of 40000 people from a forest village with 250 persons. When this transformation is analysed collateral with the law, the forest areas which have been vacated to development draw attention in a distinct way.
Supervisor: Assoc. Prof. Arzu KOCABAŞ
Mimar Sinan Fine Arts University
Faculty of Architecture
Department of Urban and Regional Planning
January 2007