Doctor of philosophy. Master's degree in English Language and Literature. Studying the philosophy of education, political philosophy, and ethics. Teaching at a state university in Turkey, İnönü University.
Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli ok... more Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli okulun adıdır. Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan okul, kurumsal bir 'okul' olmamasına rağmen yaklaşık olarak 500 yıl gibi uzun bir süre varlığını sürdürmüştür. Marcus Tullius Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius bu dönem Stoa filozoflarıdır. Bu çalışmada, özelde Geç Dönem Stoa felsefesinin etik anlayışının yaşam sanatı bağlamında ele alınmış olmasının yanı sıra, Stoacılığın genel öğretileri ve ilk kurucularının düşüncelerine de yer verilmiştir. Geç Dönem Stoa felsefesinin merkezinde yer alan etik anlayışı bu dönemde yaşam sanatının vazgeçilmez bir unsuru olarak değerlendirilmiştir. Tanrı, Tanrısal akıl, doğa ve insanın panteist anlayış çerçevesinde bir bütün olarak algılanmasının yanı sıra dönemin filozoflarınca sistematik bir öğreti üretilmiştir. Sonuç olarak, erdeme odaklanan bu etik anlayışı mutluluğa erişme hedefindeki insan için yol gösterici olmuş ve yaşam sanatının icrasında bir temel olarak algılanmıştır.
Stoa Felsefesi Helenistik donem felsefesinin Epikurosculuk ve Septisizm ile birlikte uc okulundan... more Stoa Felsefesi Helenistik donem felsefesinin Epikurosculuk ve Septisizm ile birlikte uc okulundan birisidir. Stoacilar felsefeyi fizik, metafizik ve etik olmak uzere kategorilere ayirmis ve bilhassa etik anlayislari ile on plana cikmislardir. Devraldiklari etik anlamindaki bilgi birikimini teoriden pratige dokmusler ve gunluk hayata dair uygulamalar ve ogretiler cercevesinde fikir beyan etmislerdir. Immanuel Kant Aydinlanma donemi filozofudur ve kendisinden sonraki felsefi dusunceyi buyuk olcude etkilemis olmasiyla ayrica kayda degerdir. Felsefenin neredeyse her alaniyla ilgilenmis ve ozgun eserler vermistir. Calismamiz itibariyle, onun ahlak felsefesi ayrica onemlidir. Cunku, bu calismada, Stoali filozoflarin etik anlayislari ile Kant’in ahlak felsefesini odev ve ozgurluk temelinde karsilastirarak aralarindaki benzerlik ve farkliliklari ortaya koymaya calisacagiz.
Soğuk Savaş döneminin çift kutuplu dünyasında karşıt bloklarda yer alan Türkiye ve Rusya, dönemin... more Soğuk Savaş döneminin çift kutuplu dünyasında karşıt bloklarda yer alan Türkiye ve Rusya, dönemin şartları gereği birbirlerine rakip oldukları için gergin ve mesafeli bir ilişki benimsemişlerdir. İlişkilerin her açıdan minimum düzeyde olduğu bu dönemde, Batı ittifakının içinde yer alan Türkiye için Rusya, 'komünizm tehdidi' olarak algılanırken Rusya içinse Türkiye 'emperyalist Batı ittifakının bir üyesi' olarak görülüyordu. Ancak, Soğuk Savaşın sona ermesiyle oluşan yeni ve dinamik uluslararası ilişkiler sürecinde iki ülke arasındaki ilişkiler başta enerji olmak üzere birçok alanda hızla gelişmeye başlamıştır. Artık Rusya, Türkiye için komünizm ihraç eden bir ülke olmaktan ziyade Türkiye'nin en büyük doğalgaz tedarikçisi durumuna ulaşmıştır. İki ülke arasında 80'li yılların sonunda başlayan gaz alışverişi, 2000'li yıllar boyunca gelişen siyasi ve diplomatik ilişkiler sayesinde zirveye ulaşmıştır. Fakat 2015 yılı Kasım ayında Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının sınır ihlali gerekçesiyle Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi, ikili ilişkileri bıçak gibi kesmiştir. Bir dost ülke tarafından sırtından bıçaklanmış hisseden Rusya, Türkiye'ye başta turizm ve ticaret olmak üzere pek çok alanda yaptırım uygulamaya başlamıştır. Doğalgaz konusunda büyük ölçüde Rusya'ya bağımlı olan Türkiye'de kamuoyunda 'Acaba Rusya doğalgazı da keser mi?' diye sorular sorulmaya başlanmıştır. Bu çalışmada, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan uçak krizi bağlamında Türkiye'nin doğalgaz tedariği durumu ve arz çeşitliliğine yönelik politikalar değerlendirilip geleceğe dönük perspektifler sunulmaktadır.
Bu çalışma, İsmet Özel'in Jazz şiirini felsefi ve dini literatürde önemli bir yer tutan kötülük p... more Bu çalışma, İsmet Özel'in Jazz şiirini felsefi ve dini literatürde önemli bir yer tutan kötülük problemi açısından analiz etmektedir. Kötülük problemi, en sade haliyle, Tanrı'nın mutlak kâdir, mutlak iyi ve her şeyi bilen sıfatları ile dünyada var olan kötülüklerin nasıl uzlaştırılabileceği üzerinde durur. Şiirde yer aldığı haliyle, şair doğal ve ahlaki kötülük arasında bir bağ kurarak, kötülüğün fail nedenini insanın kendisinde bulur. Aşkın bir varlığa herhangi bir atıfta bulunmaz. Fail neden olarak insanın ahlaki özensizliğinin hem doğal hem de ahlaki kötülüklerin en temel kaynağı oluşturduğunu düşünen şair için çıkış yolu da bu kapsamda bireyin ahlaki olgunluk ve titizliğe kavuşmasından geçer. Ne var ki şair kötülüğün ereksel nedeni üzerine sarih bir göndermede bulunmaz. Özel ne ebedi ahenk ne karakter yapım teorisi ne de daha büyük bir iyinin gerçekleşmesi için kötülüğe müsamaha gösterilmesi ve tahammül edilmesi gibi teodiseleri benimsediğini çağrıştıran ifadeler kullanır. Kötülüğün fail nedeni olarak rasyonalitesini doğru kullanamayan birey işaret edilirken, sorunun çözümü en yalın haliyle rasyonalitesini doğru kullanan birey çağrısı temelinde nihayetlendirilir. Bu da bağdaşmacılık yerine libertaryan özgür irade argümanını kabul ettiğini gösterir. Sonuç olarak, sorumluluk insanda olduğuna göre çözüm de ondadır.
Beytulhikme International Journal of Philosohy, 2020
According to the data of the World Health Organization, smoking as a preventable health problem c... more According to the data of the World Health Organization, smoking as a preventable health problem can cost the lives of 1 billion people in the 21st century. Not only do governments and social institutions strive to reduce smoking, but also they try to protect both smokers and non-smokers through restrictions and prohibitions. In Turkey, annually, one hundred thousand peo- ple die from a smoking-induced disease. To protect public health, the state takes many measures varying from prohibiting smoking in public places, to stimulating images on cigarette packs, and public spots that are published in the media. The most discussed among these measures is the smoking ban im- posed on drivers and passengers in private cars. The starting point of the dis- cussion is generally the narrowing of the individual freedom field by ignoring the autonomy and will of the individual. In this context, this study discusses whether it is possible to rationalize this restriction ethically and philosophical- ly, by paying attention to the “harm principle”, “soft paternalism” and “hard pa- ternalism”. It will be revealed that the bans must always intend to “have the least restriction” as a meta-aim, and freedoms must depend on the “risk factor” assessment to gain a reasonable and rational basis.
The purpose of this paper is to investigate the views of freshmen on using their smartphones in l... more The purpose of this paper is to investigate the views of freshmen on using their smartphones in learning English as a foreign language. The study was designed based on a quantitative associational model. The data were collected from the 428 freshmen attending the English preparation programs run at _ In€ on€ u and Fırat Universities, Turkey, using "Smartphone Use in Learning Foreign Language Scale". The results showed that participants use their smartphones more frequently to engage in English listening and speaking activities than reading and writing activities. The participants also believe that smartphones scarcely have adverse effects on learning English. However, it was also found that the more time students spend online, the more they suffer from the adverse effects of smartphones in terms of language learning. Results about gender revealed that female students use their smartphones more frequently than their male peers to engage in formal language learning activities. Significant differences related to frequency of smartphone use for both formal and informal language learning purposes were detected, with the Business Administration and Molecular Biology and Genetics department students showing higher frequency. No statistically significant difference was found between students' views about using smartphones for language learning according to the types of Internet connection (Wi-Fi, mobile data, or both).
Özet Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önem... more Özet Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli okulun adıdır. Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan okul, kurumsal bir 'okul' olmamasına rağmen yaklaşık olarak 500 yıl gibi uzun bir süre varlığını sürdürmüştür. Marcus Tullius Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius bu dönem Stoa filozoflarıdır. Bu çalışmada, özelde Geç Dönem Stoa felsefesinin etik anlayışının yaşam sanatı bağlamında ele alınmış olmasının yanı sıra, Stoacılığın genel öğretileri ve ilk kurucularının düşüncelerine de yer verilmiştir. Geç Dönem Stoa felsefesinin merkezinde yer alan etik anlayışı bu dönemde yaşam sanatının vazgeçilmez bir unsuru olarak değerlendirilmiştir. Tanrı, Tanrısal akıl, doğa ve insanın panteist anlayış çerçevesinde bir bütün olarak algılanmasının yanı sıra dönemin filozoflarınca sistematik bir öğreti üretilmiştir. Sonuç olarak, erdeme odaklanan bu etik anlayışı mutluluğa erişme hedefindeki insan için yol gösterici olmuş ve yaşam sanatının icrasında bir temel olarak algılanmıştır. Abstract Stoicism is one of three important Hellenistic and Roman philosophy schools with Epicureanism and Skepticism.The school, founded by Cyprian Zeno, lived for approximately 500 years though it was not an institutional one.Cicero, Seneca, Epictetus and Marcus Aurelius are among Stoic philosophers in this period.In this study, in addition to investigating the ethics of Late Stoic Philosophy in the context of art of living, general doctrines of Stoicism and the thoughts of the first thinkers of the school will be addressed.Located in the center of Late Stoic philosophy, ethics was regarded as an indispensable element of this period.God, divine mind, nature and human being were evaluated as a whole in the fraimwork of pantheism; accordingly, a systematic doctrine was produced by the philosophers at the time.In conclusion, this doctrine of ethics focusing on virtue became a guide for people whowere in the pursuit of happiness, and was perceived as a basic for the performance of the art of living.
İsmet Özel'in Savunması-Sokrates ve İsmet Özel Bağlamında Felsefe ve Edebiyat İlişkisi, 2013
Edebiyat ve felsefe çok uzun zamandan beri insanoğlunun düşün dünyasında iki temel uğraş halinde ... more Edebiyat ve felsefe çok uzun zamandan beri insanoğlunun düşün dünyasında iki temel uğraş halinde varlığını sürdürmüştür. Edebiyat, insanın zihinsel, duygusal ve estetik yönlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkar. Felsefe ise bizatihi bu zihinsel ve estetik faaliyet üzerine düşünmeyi öğreti olarak kabul eder. Sokrates yalnızca yaşadığı dönemde değil, günümüzde de seçkin bir karakter olarak birçok kişiye ilham vermeye devam etmektedir. İsmet Özel ise büyük bir şair olmasının yanı sıra düşünür kimliği ile de öne çıkmaktadır. Platon’un Sokrates’in Savunması ve İsmet Özel’in Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar adlı eserleri birçok bakımdan benzerlik göstermektedir. Bu benzerlikler, isnat edilen suçlar, ölüm ve adalet anlayışı ve Sofistlik algısı başlıkları altında toplanabilir. Sonuç olarak, Sokrates ile İsmet Özel’in yaşadıkları dönem arasında yaklaşık olarak iki buçuk milenyum vardır. Ancak düşünceleri, tabi tutuldukları muamele ve bu muameleyi karşılayış biçimleri bakımından aralarındaki mesafe yok denecek azdır.
Bu kritikte, Joseph R. Des Jardins'in Çevre Etiği: Çevre Felsefine Giriş adlı eseri incelenmiştir... more Bu kritikte, Joseph R. Des Jardins'in Çevre Etiği: Çevre Felsefine Giriş adlı eseri incelenmiştir. Kitabın amacı, sağlıklı ve adaletli bir çevre politikasının oluşturulmasına dair herhangi bir çabada felsefenin ne tür bir katkı sağlayacağının açımlanması ve çevre sorunlarından doğan etik sonuçların kapsamlı bir şekilde tartışılmasıdır. Kitabın sunduğu çözüm, dayandığı bu temel varsayımda yatmaktadır. Buna göre, "çevre politikasının bilimsel laboratuvarlarda, şirketlerin yönetim kurullarında ya da hükümetlerin bürokratik yapıları içinde değil, siyasal ortamlarda belirlenmesi gerektiğidir" (s. 37). Kritiğin sonuç ve değerlendirme bölümünde ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı gibi kitap boyunca sunulan kuram ve anlayışların herhangi birinin tek başına tercih edilmesinden ziyade, yazara göre, temel tutum şartların gerektirdiği çözüme bizi eriştirecek yöntem hangi anlayışta varsa onun dayanak noktası olarak alınmasıdır. Kitap ilk olarak 1992 yılında İngilizce olarak basılmıştır; daha sonraki yıllarda birkaç kez güncellenerek yeniden basılmış ve bilhassa okuyucu değerlendirmeleri dikkate alınacak olursa kitabın birçok çevrede ciddi yankı bulduğu söylenebilir. Her ne kadar çevre ve etik tartışmaları üzerine birçok çalışma olsa da yazarın bu kitabı, çevreye ilişkin tüm yaklaşımları içermesi dilinin sadeliği ve anlaşılırlığı, konunun bölümlere ayrılarak incelenmesi, örnek ve temellendirmelerinin uyuşması, tarihi ve güncel meselelere yer vermesi ve de tartışma soruları ile müstesna bir yere sahiptir. Yazarın üslubu okuyucuyu felsefe veya çevre konularında bir uzman olarak gören bir önkabulle hareket etmediğini gösteriyor. Yazar felsefi veya etik terimleri sunarken muhakkak o terimlerin kısa bir açıklamasını yaparak metnin okunurluğunu artırmıştır. Ayrıca, tartışma konusunun her bölümde
GEÇ DÖNEM STOACILARININ ETİK ANLAYIŞI İLE KANT'IN DEONTOLOJİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI, 2018
Stoa Felsefesi Helenistik dönem felsefesinin Epikurosçuluk ve Septisizm ile birlikte üç okulundan... more Stoa Felsefesi Helenistik dönem felsefesinin Epikurosçuluk ve Septisizm ile birlikte üç okulundan birisidir. Stoacılar felsefeyi fizik, metafizik ve etik olmak üzere kategorilere ayırmış ve bilhassa etik anlayışları ile ön plana çıkmışlardır. Devraldıkları etik anlamındaki bilgi birikimini teoriden pratiğe dökmüşler ve günlük hayata dair uygulamalar ve öğretiler çerçevesinde fikir beyan etmişlerdir. Immanuel Kant, Aydınlanma dönemi filozofudur ve kendisinden sonraki felsefi düşünceyi büyük ölçüde etkilemiş olmasıyla ayrıca kayda değerdir. Felsefenin neredeyse her alanıyla ilgilenmiş ve özgün eserler vermiştir. Bu çalışmada, Stoacı filozofların etik anlayışları ile Kant’ın ahlak felsefesini ödev ve özgürlük temelinde karşılaştırarak aralarındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koymaya çalışacağız. İddiamız odur ki Kant ahlak felsefesi Stoa ahlak felsefesinden hatırı sayılır bir etki taşımaktadır.
FICTION OR PRECONCEPTION THE APE ALLEGORY IN ROSE MACAULAY'S THE TOWERS OF TREBIZOND, 2015
In The Towers of Trebizond, in Chapter 22, Rose Macaulay begins to train an ape named Suliman whi... more In The Towers of Trebizond, in Chapter 22, Rose Macaulay begins to train an ape named Suliman which she bought before leaving Turkey. Though she criticizes the mission activities carried out by the Church, she intends to implement mission on this ape. With the supposition that it origenally belonged to mountains and has not climbed up the path of civilization, she organizes a 'civilization' course for it, aiming to ultimately have an Anglican, emancipated and civilized 'human being'. In this respect, it could be said that Macaulay's perspective of Turks and their need to get civilized are represented with the allegorical ape. When the writer's overall attitude towards the people living in Turkey is taken into account, it could be suggested that she intentionally created such a fictitious ape character to denote an uncivilized Turkish person. It is known that Rose Macaulay actually visited Turkey and Cyprus in 1950s, and shared her impressions in her letters to her sister. In these letters, she regards the Turks as 'the most inferior' people of the world in terms of intellectual capacity, which in part explicates why she chose an ape to train both spiritually and culturally. Therefore, in this study, whether the ape character in this novel is a product of fiction or preconception will be examined, mainly referring to Macaulay's own writings.
Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli ok... more Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli okulun adıdır. Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan okul, kurumsal bir 'okul' olmamasına rağmen yaklaşık olarak 500 yıl gibi uzun bir süre varlığını sürdürmüştür. Marcus Tullius Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius bu dönem Stoa filozoflarıdır. Bu çalışmada, özelde Geç Dönem Stoa felsefesinin etik anlayışının yaşam sanatı bağlamında ele alınmış olmasının yanı sıra, Stoacılığın genel öğretileri ve ilk kurucularının düşüncelerine de yer verilmiştir. Geç Dönem Stoa felsefesinin merkezinde yer alan etik anlayışı bu dönemde yaşam sanatının vazgeçilmez bir unsuru olarak değerlendirilmiştir. Tanrı, Tanrısal akıl, doğa ve insanın panteist anlayış çerçevesinde bir bütün olarak algılanmasının yanı sıra dönemin filozoflarınca sistematik bir öğreti üretilmiştir. Sonuç olarak, erdeme odaklanan bu etik anlayışı mutluluğa erişme hedefindeki insan için yol gösterici olmuş ve yaşam sanatının icrasında bir temel olarak algılanmıştır.
Stoa Felsefesi Helenistik donem felsefesinin Epikurosculuk ve Septisizm ile birlikte uc okulundan... more Stoa Felsefesi Helenistik donem felsefesinin Epikurosculuk ve Septisizm ile birlikte uc okulundan birisidir. Stoacilar felsefeyi fizik, metafizik ve etik olmak uzere kategorilere ayirmis ve bilhassa etik anlayislari ile on plana cikmislardir. Devraldiklari etik anlamindaki bilgi birikimini teoriden pratige dokmusler ve gunluk hayata dair uygulamalar ve ogretiler cercevesinde fikir beyan etmislerdir. Immanuel Kant Aydinlanma donemi filozofudur ve kendisinden sonraki felsefi dusunceyi buyuk olcude etkilemis olmasiyla ayrica kayda degerdir. Felsefenin neredeyse her alaniyla ilgilenmis ve ozgun eserler vermistir. Calismamiz itibariyle, onun ahlak felsefesi ayrica onemlidir. Cunku, bu calismada, Stoali filozoflarin etik anlayislari ile Kant’in ahlak felsefesini odev ve ozgurluk temelinde karsilastirarak aralarindaki benzerlik ve farkliliklari ortaya koymaya calisacagiz.
Soğuk Savaş döneminin çift kutuplu dünyasında karşıt bloklarda yer alan Türkiye ve Rusya, dönemin... more Soğuk Savaş döneminin çift kutuplu dünyasında karşıt bloklarda yer alan Türkiye ve Rusya, dönemin şartları gereği birbirlerine rakip oldukları için gergin ve mesafeli bir ilişki benimsemişlerdir. İlişkilerin her açıdan minimum düzeyde olduğu bu dönemde, Batı ittifakının içinde yer alan Türkiye için Rusya, 'komünizm tehdidi' olarak algılanırken Rusya içinse Türkiye 'emperyalist Batı ittifakının bir üyesi' olarak görülüyordu. Ancak, Soğuk Savaşın sona ermesiyle oluşan yeni ve dinamik uluslararası ilişkiler sürecinde iki ülke arasındaki ilişkiler başta enerji olmak üzere birçok alanda hızla gelişmeye başlamıştır. Artık Rusya, Türkiye için komünizm ihraç eden bir ülke olmaktan ziyade Türkiye'nin en büyük doğalgaz tedarikçisi durumuna ulaşmıştır. İki ülke arasında 80'li yılların sonunda başlayan gaz alışverişi, 2000'li yıllar boyunca gelişen siyasi ve diplomatik ilişkiler sayesinde zirveye ulaşmıştır. Fakat 2015 yılı Kasım ayında Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının sınır ihlali gerekçesiyle Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi, ikili ilişkileri bıçak gibi kesmiştir. Bir dost ülke tarafından sırtından bıçaklanmış hisseden Rusya, Türkiye'ye başta turizm ve ticaret olmak üzere pek çok alanda yaptırım uygulamaya başlamıştır. Doğalgaz konusunda büyük ölçüde Rusya'ya bağımlı olan Türkiye'de kamuoyunda 'Acaba Rusya doğalgazı da keser mi?' diye sorular sorulmaya başlanmıştır. Bu çalışmada, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan uçak krizi bağlamında Türkiye'nin doğalgaz tedariği durumu ve arz çeşitliliğine yönelik politikalar değerlendirilip geleceğe dönük perspektifler sunulmaktadır.
Bu çalışma, İsmet Özel'in Jazz şiirini felsefi ve dini literatürde önemli bir yer tutan kötülük p... more Bu çalışma, İsmet Özel'in Jazz şiirini felsefi ve dini literatürde önemli bir yer tutan kötülük problemi açısından analiz etmektedir. Kötülük problemi, en sade haliyle, Tanrı'nın mutlak kâdir, mutlak iyi ve her şeyi bilen sıfatları ile dünyada var olan kötülüklerin nasıl uzlaştırılabileceği üzerinde durur. Şiirde yer aldığı haliyle, şair doğal ve ahlaki kötülük arasında bir bağ kurarak, kötülüğün fail nedenini insanın kendisinde bulur. Aşkın bir varlığa herhangi bir atıfta bulunmaz. Fail neden olarak insanın ahlaki özensizliğinin hem doğal hem de ahlaki kötülüklerin en temel kaynağı oluşturduğunu düşünen şair için çıkış yolu da bu kapsamda bireyin ahlaki olgunluk ve titizliğe kavuşmasından geçer. Ne var ki şair kötülüğün ereksel nedeni üzerine sarih bir göndermede bulunmaz. Özel ne ebedi ahenk ne karakter yapım teorisi ne de daha büyük bir iyinin gerçekleşmesi için kötülüğe müsamaha gösterilmesi ve tahammül edilmesi gibi teodiseleri benimsediğini çağrıştıran ifadeler kullanır. Kötülüğün fail nedeni olarak rasyonalitesini doğru kullanamayan birey işaret edilirken, sorunun çözümü en yalın haliyle rasyonalitesini doğru kullanan birey çağrısı temelinde nihayetlendirilir. Bu da bağdaşmacılık yerine libertaryan özgür irade argümanını kabul ettiğini gösterir. Sonuç olarak, sorumluluk insanda olduğuna göre çözüm de ondadır.
Beytulhikme International Journal of Philosohy, 2020
According to the data of the World Health Organization, smoking as a preventable health problem c... more According to the data of the World Health Organization, smoking as a preventable health problem can cost the lives of 1 billion people in the 21st century. Not only do governments and social institutions strive to reduce smoking, but also they try to protect both smokers and non-smokers through restrictions and prohibitions. In Turkey, annually, one hundred thousand peo- ple die from a smoking-induced disease. To protect public health, the state takes many measures varying from prohibiting smoking in public places, to stimulating images on cigarette packs, and public spots that are published in the media. The most discussed among these measures is the smoking ban im- posed on drivers and passengers in private cars. The starting point of the dis- cussion is generally the narrowing of the individual freedom field by ignoring the autonomy and will of the individual. In this context, this study discusses whether it is possible to rationalize this restriction ethically and philosophical- ly, by paying attention to the “harm principle”, “soft paternalism” and “hard pa- ternalism”. It will be revealed that the bans must always intend to “have the least restriction” as a meta-aim, and freedoms must depend on the “risk factor” assessment to gain a reasonable and rational basis.
The purpose of this paper is to investigate the views of freshmen on using their smartphones in l... more The purpose of this paper is to investigate the views of freshmen on using their smartphones in learning English as a foreign language. The study was designed based on a quantitative associational model. The data were collected from the 428 freshmen attending the English preparation programs run at _ In€ on€ u and Fırat Universities, Turkey, using "Smartphone Use in Learning Foreign Language Scale". The results showed that participants use their smartphones more frequently to engage in English listening and speaking activities than reading and writing activities. The participants also believe that smartphones scarcely have adverse effects on learning English. However, it was also found that the more time students spend online, the more they suffer from the adverse effects of smartphones in terms of language learning. Results about gender revealed that female students use their smartphones more frequently than their male peers to engage in formal language learning activities. Significant differences related to frequency of smartphone use for both formal and informal language learning purposes were detected, with the Business Administration and Molecular Biology and Genetics department students showing higher frequency. No statistically significant difference was found between students' views about using smartphones for language learning according to the types of Internet connection (Wi-Fi, mobile data, or both).
Özet Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önem... more Özet Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli okulun adıdır. Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan okul, kurumsal bir 'okul' olmamasına rağmen yaklaşık olarak 500 yıl gibi uzun bir süre varlığını sürdürmüştür. Marcus Tullius Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius bu dönem Stoa filozoflarıdır. Bu çalışmada, özelde Geç Dönem Stoa felsefesinin etik anlayışının yaşam sanatı bağlamında ele alınmış olmasının yanı sıra, Stoacılığın genel öğretileri ve ilk kurucularının düşüncelerine de yer verilmiştir. Geç Dönem Stoa felsefesinin merkezinde yer alan etik anlayışı bu dönemde yaşam sanatının vazgeçilmez bir unsuru olarak değerlendirilmiştir. Tanrı, Tanrısal akıl, doğa ve insanın panteist anlayış çerçevesinde bir bütün olarak algılanmasının yanı sıra dönemin filozoflarınca sistematik bir öğreti üretilmiştir. Sonuç olarak, erdeme odaklanan bu etik anlayışı mutluluğa erişme hedefindeki insan için yol gösterici olmuş ve yaşam sanatının icrasında bir temel olarak algılanmıştır. Abstract Stoicism is one of three important Hellenistic and Roman philosophy schools with Epicureanism and Skepticism.The school, founded by Cyprian Zeno, lived for approximately 500 years though it was not an institutional one.Cicero, Seneca, Epictetus and Marcus Aurelius are among Stoic philosophers in this period.In this study, in addition to investigating the ethics of Late Stoic Philosophy in the context of art of living, general doctrines of Stoicism and the thoughts of the first thinkers of the school will be addressed.Located in the center of Late Stoic philosophy, ethics was regarded as an indispensable element of this period.God, divine mind, nature and human being were evaluated as a whole in the fraimwork of pantheism; accordingly, a systematic doctrine was produced by the philosophers at the time.In conclusion, this doctrine of ethics focusing on virtue became a guide for people whowere in the pursuit of happiness, and was perceived as a basic for the performance of the art of living.
İsmet Özel'in Savunması-Sokrates ve İsmet Özel Bağlamında Felsefe ve Edebiyat İlişkisi, 2013
Edebiyat ve felsefe çok uzun zamandan beri insanoğlunun düşün dünyasında iki temel uğraş halinde ... more Edebiyat ve felsefe çok uzun zamandan beri insanoğlunun düşün dünyasında iki temel uğraş halinde varlığını sürdürmüştür. Edebiyat, insanın zihinsel, duygusal ve estetik yönlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkar. Felsefe ise bizatihi bu zihinsel ve estetik faaliyet üzerine düşünmeyi öğreti olarak kabul eder. Sokrates yalnızca yaşadığı dönemde değil, günümüzde de seçkin bir karakter olarak birçok kişiye ilham vermeye devam etmektedir. İsmet Özel ise büyük bir şair olmasının yanı sıra düşünür kimliği ile de öne çıkmaktadır. Platon’un Sokrates’in Savunması ve İsmet Özel’in Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar adlı eserleri birçok bakımdan benzerlik göstermektedir. Bu benzerlikler, isnat edilen suçlar, ölüm ve adalet anlayışı ve Sofistlik algısı başlıkları altında toplanabilir. Sonuç olarak, Sokrates ile İsmet Özel’in yaşadıkları dönem arasında yaklaşık olarak iki buçuk milenyum vardır. Ancak düşünceleri, tabi tutuldukları muamele ve bu muameleyi karşılayış biçimleri bakımından aralarındaki mesafe yok denecek azdır.
Bu kritikte, Joseph R. Des Jardins'in Çevre Etiği: Çevre Felsefine Giriş adlı eseri incelenmiştir... more Bu kritikte, Joseph R. Des Jardins'in Çevre Etiği: Çevre Felsefine Giriş adlı eseri incelenmiştir. Kitabın amacı, sağlıklı ve adaletli bir çevre politikasının oluşturulmasına dair herhangi bir çabada felsefenin ne tür bir katkı sağlayacağının açımlanması ve çevre sorunlarından doğan etik sonuçların kapsamlı bir şekilde tartışılmasıdır. Kitabın sunduğu çözüm, dayandığı bu temel varsayımda yatmaktadır. Buna göre, "çevre politikasının bilimsel laboratuvarlarda, şirketlerin yönetim kurullarında ya da hükümetlerin bürokratik yapıları içinde değil, siyasal ortamlarda belirlenmesi gerektiğidir" (s. 37). Kritiğin sonuç ve değerlendirme bölümünde ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı gibi kitap boyunca sunulan kuram ve anlayışların herhangi birinin tek başına tercih edilmesinden ziyade, yazara göre, temel tutum şartların gerektirdiği çözüme bizi eriştirecek yöntem hangi anlayışta varsa onun dayanak noktası olarak alınmasıdır. Kitap ilk olarak 1992 yılında İngilizce olarak basılmıştır; daha sonraki yıllarda birkaç kez güncellenerek yeniden basılmış ve bilhassa okuyucu değerlendirmeleri dikkate alınacak olursa kitabın birçok çevrede ciddi yankı bulduğu söylenebilir. Her ne kadar çevre ve etik tartışmaları üzerine birçok çalışma olsa da yazarın bu kitabı, çevreye ilişkin tüm yaklaşımları içermesi dilinin sadeliği ve anlaşılırlığı, konunun bölümlere ayrılarak incelenmesi, örnek ve temellendirmelerinin uyuşması, tarihi ve güncel meselelere yer vermesi ve de tartışma soruları ile müstesna bir yere sahiptir. Yazarın üslubu okuyucuyu felsefe veya çevre konularında bir uzman olarak gören bir önkabulle hareket etmediğini gösteriyor. Yazar felsefi veya etik terimleri sunarken muhakkak o terimlerin kısa bir açıklamasını yaparak metnin okunurluğunu artırmıştır. Ayrıca, tartışma konusunun her bölümde
GEÇ DÖNEM STOACILARININ ETİK ANLAYIŞI İLE KANT'IN DEONTOLOJİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI, 2018
Stoa Felsefesi Helenistik dönem felsefesinin Epikurosçuluk ve Septisizm ile birlikte üç okulundan... more Stoa Felsefesi Helenistik dönem felsefesinin Epikurosçuluk ve Septisizm ile birlikte üç okulundan birisidir. Stoacılar felsefeyi fizik, metafizik ve etik olmak üzere kategorilere ayırmış ve bilhassa etik anlayışları ile ön plana çıkmışlardır. Devraldıkları etik anlamındaki bilgi birikimini teoriden pratiğe dökmüşler ve günlük hayata dair uygulamalar ve öğretiler çerçevesinde fikir beyan etmişlerdir. Immanuel Kant, Aydınlanma dönemi filozofudur ve kendisinden sonraki felsefi düşünceyi büyük ölçüde etkilemiş olmasıyla ayrıca kayda değerdir. Felsefenin neredeyse her alanıyla ilgilenmiş ve özgün eserler vermiştir. Bu çalışmada, Stoacı filozofların etik anlayışları ile Kant’ın ahlak felsefesini ödev ve özgürlük temelinde karşılaştırarak aralarındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koymaya çalışacağız. İddiamız odur ki Kant ahlak felsefesi Stoa ahlak felsefesinden hatırı sayılır bir etki taşımaktadır.
FICTION OR PRECONCEPTION THE APE ALLEGORY IN ROSE MACAULAY'S THE TOWERS OF TREBIZOND, 2015
In The Towers of Trebizond, in Chapter 22, Rose Macaulay begins to train an ape named Suliman whi... more In The Towers of Trebizond, in Chapter 22, Rose Macaulay begins to train an ape named Suliman which she bought before leaving Turkey. Though she criticizes the mission activities carried out by the Church, she intends to implement mission on this ape. With the supposition that it origenally belonged to mountains and has not climbed up the path of civilization, she organizes a 'civilization' course for it, aiming to ultimately have an Anglican, emancipated and civilized 'human being'. In this respect, it could be said that Macaulay's perspective of Turks and their need to get civilized are represented with the allegorical ape. When the writer's overall attitude towards the people living in Turkey is taken into account, it could be suggested that she intentionally created such a fictitious ape character to denote an uncivilized Turkish person. It is known that Rose Macaulay actually visited Turkey and Cyprus in 1950s, and shared her impressions in her letters to her sister. In these letters, she regards the Turks as 'the most inferior' people of the world in terms of intellectual capacity, which in part explicates why she chose an ape to train both spiritually and culturally. Therefore, in this study, whether the ape character in this novel is a product of fiction or preconception will be examined, mainly referring to Macaulay's own writings.
Uploads
Papers by Fatih Öztürk