Content-Length: 186781 | pFad | https://www.academia.edu/10695653/Ahlak_Felsefesi
Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
9 pages
1 file
Ahlak Felsefesi, Etik, AUZEF-Felsefe, Ders Notu Özeti
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi. This article has been reviewed by at least two referees and scanned via plagiarism software.
VII. INTERNATIONAL "BAŞKENT" CONGRESS ON PHYSICAL, SOCIAL AND HEALTH SCIENCES , 2022
Ahlak, ilk çağlardan itibaren yüzyıllardır tartışılagelen, toplumdan topluma değişiklik gösterebilen bir anlayış, bir kavramdır. İnsanın olduğu her yerde ilişki ve çeşitli iletişim biçimleri söz konusudur. Dolayısıyla insan varolmasıyla birlikte, gerek kendi varlığını korumak ve sosyalleşmek gerek iş bölümünde bulunmak gerekse doğada karşılaşılan kötülüklerden uzak kalmak için birlikte yaşamayı öğrenmiştir. Bu öğrenme durumunda ahlakın da büyük bir önemi bulunmaktadır. Bu nedenle ahlakın öyküsü insanın öteki ile karşılaştığı andan itibaren ortaya çıkmaktadır. Ahlakın uzun soluklu öyküsü Türk Düşünce dünyasında da teorik anlamda sıklıkla ele alınıp, değişime uğramıştır. Toplumdan topluma değişebilen bu felsefî düşünce, günümüze gelinceye kadar ‘Ahlakî olan nedir?’ veya ‘Mutlak ve geçerli olan bir ahlak anlayışı var mıdır?’ gibi sorgulamalara maruz kalmıştır. Bu çalışmada Türk düşünce tarihinde önemli çalışmalara imza atmış olan Hilmi Ziya Ülken’in ahlak anlayışından, yani Aşk Ahlakının Türk düşünce sistemine sunduğu katkılardan ve geçmişten günümüze ne ifade ettiğinden bahsedilecek ve bu mesele üzerine bir inceleme yapılacaktır.
2016
Tanım ve disiplin olarak "Ahlak" : Ahlak, Batı dillerinde "Ethdque" ve "morale" kelimeleriyle ifade edilmektedir. Ethique, yunanca ethos'dan gelir ve karaikter anlamı nı taşımakta;dır. Aslı ethtkos ve ethike ıolan bu kelime la.tinceye ethicus-erthica olarak girmiş ve "karakter" amlamını ibu diLde de muhafaza etmıiştirr. "Morale" kelimesi ise, "adet" manasma gelen "mores" geliımes~nden türemiştir Cl). Bu iki tertınden "ethique" nazari ahlak, 'morale" ise, "pratik ahlak" karşılığı oLmaık üzere felsefi literaıtürde yerini almıştır. "Ahlak" kelimesi dilimize arapçadan girmiştür. Etıimoloj•isJnde "Bir şeyi takdir etmek", "ölçmek, biçmek", "bdr şeyin yumuşak ;ve pürüzsüz olması" gibi anlamlara sahipti:r (2). Aıhlak kelimesi çoğul bir kelime'di•r. Tekil hali 'hulk'tur. Hulk keliımesi "huy" anlamına gelmektedir, hatıta "tabiat" ve "karakter" anlamına karşılık olaraı1{ kullanıldığı da görülmektedtr (3). Ya•rat:ı:k v.eya malıluk anlam:ıınıda olan "halk" kelimes~yle, huy anlamına gelen "hu:lJk" kelimesi arapçada aym orijine C= köklere) sahip iki kelimedir. Bunlarıdan 'birincisi yani halk, zahiren algılanabilen şek-il ve suretiere bir diğer tabirle yaratılmış varlığa söylenirken; i~ncisi yani hulk, hasiret yami kalb gözüyle algılanabilen seeiye ve meleklere ait-tirr (4). Kısaca "ahlaık", huylar ve karakterler anlamına gelmektedir. Ahlak <ilmi de huyların ve karakterlerin ilmidtr.
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2003
Cocuk egitimi, ailede baslar, okul ve cevreyle birlikte hayat boyu devam eder. Cocuga ahlaki davranislarin kazandirilmasi egitimin onemli bir parcasidir. Bu makalede, once konuya giris olarak, kisaca ahlak egitimine deginilmistir. Cocugun ailede ahlaki davranislari kazanmasinda takip edilecek yontemler, orneklerle aciklanmistir.
Bilimin ve bilginin ne olduğu sorusu hepimizi farklı biçimde hep meşgul eder. Günlük hayatımızda belki de en sık kullandığımız ve duyduğumuz kavramlardır bunlar. Fakat konuya ilişkin kavrayışımız çok güçlü değildir. Kavramların varlığından haberdarız, sıkça da kullanıyoruz, ama kavramlara ilişkin bir kavrayışımız bulunmamaktadır. Bu nedenle bilginin ve bilimin ne olduğunu anlama çabamız genellikle yarı yolda kalır. Kaldı ki bu konuda bilimciler ve felsefeciler de her zaman doyurucu ve ikna edici bir tanım önerme konusunda her zaman başarılı değildirler. Bazen aralarında konuya ilişkin kılı kırk yaran tartışmalar yaşanır ve sonunda kendileri de işin içinden çıkamazlar. Sonunda yine iş bilgilenmiş halkın cesur ve olgun tarihsel kararına kalır. Bu kısa denememde bilim ve bilgi söz konusu olduğunda gerisine düşülmemesi gerektiğini düşündüğüm tarihsel iki kaynağa işaret etmek istiyorum.
Disiplinlerarası Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Rahipler, zamanın kötülüklerini doğal olarak dini zayıflığa ve Tanrı’ya olan inancın azalmasına atfetme eğilimindedirler ve ahlakın dine bağımlılığı hususunun teyidi olarak ise dinsizlere ve din-den dönmelere vurgu yapmaktan geri durmazlar. Buna karşı görüş olarak, insan gelişiminin belirli bir aşamasında bu iki husus birbiri ile bağlantılı olsa da ahlakın dinle temelde bir bağlantısının olmadığı büyük bir inandırıcılıkla savunulabilir. Ve bunun teyidi ola-rak, ateist ve özgür düşünceli bireylerin nasıl kusursuz bir hayat sürdüklerine; hatta biraz daha zorlayarak, belirli bir ahlaki eylem kodunu dini bir doktrinle ilişkilendirerek yetiştirilen insanların di-ni inançlarını kaybetmeleri durumunda ahlaki temellerini de yı-kılmış hissetmeleri gerektiğine işaret edilebilir ve dolayısı ile bu hususun psikolojik bir ilişki olduğu, ikisinin arasında nesnel ve zorunlu bir bağlantı olmadığı söylenebilir. Dürüst bir hayat sürmenizin tek nedeni eğer Tanrı’nın emri olduğu ve buna uymadığınız takdirde ahirette Tanrı’nın sizi cezalandıracağı düşüncesi ise birdenbire Tanrı’ya inanmayı bıraktığınızda, dürüst bir insan olmaya devam etmek için de ortada bir neden kalmayıverecektir.
Bilgi felsefesinin (epistemoloji) ahlak felsefesi ile ilişkisi: Bilginin neliği, kökeni ve sınırlarına dair bir tartışma aynı zamanda insan davranışlarının, ahlaki yönelimlerin neliği, kökeni ve sınırlarına dair bir tartışma olarak da görülebileceği için bu iki disiplin biribiriyle ilişkilidir.
İnsanın ahlaki bir özne olarak karşımıza çıkabilmesi: İnsan sahip olduğu bilgi birikimi ve bilinçlilik durumu ile ahlaki bir özne olma özelliğine sahip olur.
Güzellik insani arzu ve iradeyi kendisine çeken ve biçimlendiren değer olarak ahlaki norm ve değerlerle yakından ilgilidir.
Antik Dönem filozoflarının "iyi ile birlikte eşanlamlı olarak düşündükleri kavram:
" Güzel
Ahlak felsefesinin siyaset felsefesi ile ilişkisi: İnsanlar arası ilişkilerin nasıl düzenlenmesi gerektiğine dair temel bir problemden hareket ettikleri için ahlak ve siyaset felsefesi birbirleriyle ilişkilidir.
"İnsan bilgisinin kaynağının akıl olduğunu söyleyen bir filozof insanın ahlaki davranışlarının kaynağını da akılda bulacaktır" cümlesi ile ahlak felsefesi, Bilgi felsefesi ile ilişkili kılınmıştır.
Siyaset felsefesi insani iyilik ve mutluluğun siyasal ve kurumsal gerekleri üzerinde yoğunlaşan, ahlak felsefesi ise genel ve kavramsal olarak iyilik ve mutluluğun özü ve mahiyeti üzerinde yoğunlaşan bir düşünce disiplinidir.
Varlığın ve varoluş sürecinin genel özellikleri ve dinamikleri üzerinde derinlikli bir kavramsal sistematiğe sahip olmadan, insanın ahlaki gerçekliği üzerinde derinlikli bir anlayış ve bilinç geliştirmek olanaklı değildir.
Bilgi felsefesi (epistemoloji) ise bilginin neliği, sınırları ve kapsamıyla ilgilenen felsefe disiplini olarak, ahlak felsefesini doğrudan etkiler.
Güzelin dışavurumu olarak sanat yapıtının insanı ahlaki açıdan yücelttiği ve arındırdığı düşüncesi Aristoteles ve daha öncesine kadar geri götürülebilir.
Ahlak felsefesindeki yaklaşımlardan birisi: Entellektüalist -Volontarist
Ahlak felsefesinde nesnelci yaklaşımın görüşü: Davranışlarımızı yönetmesi gereken ahlaki ilke ve normlar evrensel ve zorunlu bir gerçekliğin dışavurumudur.
Ahlaki davranışta "bilgi ve "irade nin ne olduğu ve rolleri üzerindeki tartışma ile şekillenen iki " " yaklaşım tarzı: Entellektüalist -Volontarist Ahlak felsefesindeki empirist ve rasyonalist yaklaşımlar arasındaki fark: Empirist yaklaşım ahlak felsefesi alanında insan duyarlılığı ve algısını temel alırken, rasyonalist yaklaşım ise a priori akılsal ilke ve doğrulardan hareketle ahlaki ilkeleri saptamaya ve ahlaki yargılarda bulunmaya çalışır.
"İnsan bile bile kötülük yapamaz" anlayışıyla ahlakta entellektüalizme işaret eden filozof: Sokrates İdealist ve materyalist bakış açıları: Materyalist bakış açısı maddi gerçekliği ahlaki değerleri açıklamanın zemini olarak görürken, idealist bakış açısı tüm maddi gerçekliği aşan bazı ideal ilke ve değerlerin olduğunu ileri sürer.
Ahlak felsefesinde rasyonalist yaklaşımın temsilcisi: Descartes
Ahlak felsefesinde pragmatizmin savı: Doğru bilginin ve ahlaki iyinin temeli genel olarak insana ve insan toplumuna verdiği maksimum yarara dayanır.
Bilgi ve ahlak alanında empirik ve olgusal gerçekliğe önem verilmesinin en tipik örneği Pozitivizm
Ahlak felsefesindeki yaklaşım tarzlarından birisi: Rasyonalizm insanın akılsal düşünme yetisini ahlaki ilke ve değerlerin özü olarak görür.
Ahlak felsefesinin temel kavramlarından birisi: Özgürlük
Evrensel, tikel ve tekil kavramlarının ahlak felsefesiyle ilişkisi: Evrensel, tikel ve tekil kavramları, ahlaki değerlerin kişiden kişiye ve toplumdan topluma değişmeden kaldığını gösterdikleri için ahlak felsefesi için önemli kavramlardır.
Ahlak felsefesinin yanısıra siyaset ve hukuk felsefesinin de önemli kavramlarından birisi: Hak Özgürlük öznenin nesnellik karşısında tümüyle bağımsız olması değildir.
İnsan kendisini belirleyen nesnel gerçekliği bilinçli bir akılsallıkla kavradığı oranda özgür olabilir.
İnsan ancak özgür olduğu sürece ve özgür iradesiyle ahlaki bir özne olabilir.
Özgürlük irade ve sorumluluğun zeminidir.
İnsani özgürlüğün belirleniminde etkin olan iki gerçeklik: Doğal ya da Maddi Gerçeklik -Tinsel Gerçeklik
"Sorumluluk kişinin kendi karar ve davranışlarının sonuçlarını üstlenmesine ve doğacak olumlu ve olumsuz etkilere katlanmaya hazır olmasına işaret etmektedir"
İnsan bilinçli bir şekilde düşünerek karar verdiği ve davrandığı sürece irade sahibidir.
Vicdan ile sorumluluk arasındaki en temel ayrım: Sorumluluk mutlak anlamda özgürlüğü, özgür olmayı gerektirirken, vicdan sorumluluktan farklı olarak özgürlükten daha bağımsız bir seyir izler.
Ödev için özgürlük önkoşuldur?
İnsan akıl temelli özgürlük ve iradesiyle kendisini sorumluluk ve vicdan sahibi bir özne olarak ortaya koyar ve gerçekleştirir.
İrade ve özgürlük kavramları insanın akılsal düşünme yetisiyle doğrudan ilişkilidir.
İrade içgüdüden farklı olarak akılsal bir dolayımı gerektirir.
İnsan ancak bilinçli ve özgür olduğu oranda ödevlerine karşı sorumlu tutulabilir.
Parmenides in ahlak görüşü:
" Ancak aklımızın yol göstericiliğinde davrandığımız sürece erdemli bir yaşam sürebiliriz.
Mutluluk ile haz arasında ayrım yapan Sokrates öncesi filozof: Demokritos
Demokritos un ahlak anlayışı:
" Demokritos a göre insan yaşamı ve davranışları için " belirleyici ve sürekli olan şey duyusal ve maddi hazlar değil, ruhsal uyum ve mutluluktur.
Sofistler için epistemolojik ve etik açıdan temel olan şey: Bireysel öznenin varlığı Sofistlerin ahlak anlayışı: Sofistler evrensel kavram ve kategorileri temel alan akılsal bir ahlak anlayışını savunmazlar. Bireysel öznelliğe ve onun algılarına paralel olarak ahlaki değerlerde görelidir. Politik ve etik bağlamda bireyin yargılarını aşan nesnel ve evrensel bir iyiden söz edilemez. Sofistler için özgürlük genel olarak bireyin doğal dürtü ve tutkularına gem vurulmamasıdır.
"İnsan herşeyin ölçüsüdür": Protagoras Sofistler arasındaki yaygın ilkelerden birisi: Güç haktır.
"Hiçbir şey yoktur; varolmuş olsaydı bile onu bilemezdik; onu bilecek olsaydık bile başkalarına aktaramazdık" şeklindeki üç sav Gorgias felsefesinin özünü oluşturur?
Gorgias a göre sürekli bir oluş ve değişim içindeki gerçekliği bilmek, evrensel ve nesnel bir " düşünceye sahip olmak imkansızdır. Bir görüşü ya da sanıyı diğerinden üstün kılan şey tümüyle pratik sonuçlarıdır. Toplumsal yaşamda önemli olan bireyin kendi pratik ilgileri için diğer insanları inandırması ve ikna etmesidir. Gorgias herkesi bağlayabilecek bir felsefi hakikat arayışından çok, bireysel ve pratik ilgiler bağlamında kullanılabilecek retorik sanatının önemini vurgular.
Herakleitos a göre oluş ve hareket süreci hem doğa hem de toplumsal alanda egemendir. "
Parmenides çokluğa ve oluşa inanan çoğunluğun değil, yalnızca seçkin bilgelerin gerçek doğruluk ve iyiliği bulabileceğini ileri sürer.
Sofistler insan ve kültür sorunlarını merkeze olan bir felsefe anlayışına yönelmişlerdir.
Protagoras yalnızca doğruluğun değil ayrıca iyilik ve erdemin de ne olduğunun bireyden bireye ve toplumdan topluma değişen bir özellik taşıdığını söyler.
Sokrates in ahlak felsefesi: Sokrates de epistemolojiyle etiğin ve bilgiyle iradenin içiçe geçtiği bir " " felsefi anlayışla karşılaşırız. Sokrates bilgiyle erdemi birleştirir. Sokrates evrensel, zorunlu ve ussal açıdan bağlayıcı bir etik arayışına yönelir. Sokrates in bilgi erdemdir anlayışı, bilginin " öğretilebileceği anlayışıyla desteklenir.
Sokrates e göre filozofun epistemolojik ve etik anlamda peşinde olduğu şey:
" Zorunlu ve nesnel evrenseller Sokrates ve öğrencisi Platon arasındaki farklardan birisi: Sokrates Platon dan farklı olarak " kesin tanımlara ve bilgiye sahip olduğunu ileri sürmez.
Sokrates de "kendini tanımak ve yaşamı anlamlandırmak konusu: Sokrates için kendini tanımak " " ve yaşamı anlamlı kılmak yalın duygu ve sanıların ötesine uzanmayı gerektirir. Bireysel insanı belirleyen algılar onun kendisini tanıması ve yaşamı anlamlı kılması için yeterli değildir. Sokrates için kendini tanıma ve yaşamı anlamlandırmadaki tavır kesintisiz düşünsel sorgulamada bulunma ve derinleşme çabasıdır. Sokrates in kendini tanıma ve yaşamı anlamlandırma çabası kesin " çıkarımlar içermeyen sürekli bir arayıştır.
Sokrates in bir yönüyle Sofist olarak anılmasının nedeni kesin tanımlara ve bilgiyi sahip
" olduğunu ileri sürmemesidir.
Sokrates in
" ebelik sanatı: Sokrates in ebelik sanatı tümüyle ruhsal bir nitelik taşır. Ebelik sanatı " sonucu ruhun deriniliklerinden ortaya çıkarılması ve doğrultulması gereken şey bilgidir. Ebelik sanatı ruhun derinliklerindeki evrensel ve nesnel bilginin ortaya çıkarılmasını sağlar. Ebelik sanatındaki temel kural bilginin önceden hazır bir şekilde sunulmaması, ebenin ironik bir bilgisizlik durumunda olmasıdır.
Sokrates e göre felsefenin en yüksek hedefi:
" Felsefenin en yüksek hedefi davranışlarımızı yönetecek iyilik ve erdemin ne olduğunun saptanmasıdır.
Sokrates e göre insanı gerçek anlamda erdemli kılan şey: " Felsefi bilgi "Sokratik erdem Rastlantısal ve Göreli bir şekilde erdemli olmaya değil, Zorunlu ve Mutlak bir şekilde erdemli olmaya işaret eder" cümlesinde boş bırakılan yerlere gelmesi gereken sözcükler aşağıdaki şıkalrdan hangisinde doğru verilmiştir?
Sokrates'in "bilgi erdemdir görüşü ahlak felsefesi bağlamında " Entellektüalizm'i işaret eder.
Sokrates sonrası felsefe okulları: Kireneliler, Kinikler, Stoacılar, Epikurosçular
Kinizmin ahlak anlayışı: Kinizm için önemli olan şey en azla yetinip toplumsal ilişkilerden bağımsız kalabilmektir. Toplumsal ilişkilerden bağımsızlık bireysel öznenin erdemli ve mutlu bir yaşam için gereksinim duyduğu en önemli şeydir. Kişi aile, topluluk ve devlet ilişkilerinden kendini özgürleştiremediği sürece, gerçek iyilik ve mutluluğa göre değil başkalarına göre davranacaktır. Kinikler için önemli olan sade bir yaşam ve insanı köleleştiren bencil tutkulara hakimiyettir.
Kirene okulunun en önemli temsilcisi ve kurucusu: Zenon
Kirene okulunun haz anlayışı: Haz en yüksek iyidir ve bu aktif, dinamik bir hazdır.
Epikuros için yaşamın en büyük ereği ve mutluluğu: Haz
Stoacıların ahlak anlayışı: Bireyin erdemli ve mutlu bir yaşam için gereksinim duyduğu bağımsızlık ve özgürlük, dünyayı değiştirmekten çok ondan olumsuz etkilenmemeyi gerektirir.
"Platon için Göreli ve Bireysel ahlaki ilkeler değil,. Mutlak ve Evrensel ahlaki ilkeler yaşamımızın rehberi olmalıdır" cümlesinde boş bırakılan yerlere gelmesi gereken sözcükler aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru verilmiştir?
Platon (ahlak felsefesi) için asıl ve kalıcı varlık olan idealar, doğru bilginin, iyi davranışın ve güzel şeylerin zeminini ve özünü oluşturur.
Platoncu idealizm: Sokrates in kavramların evrensel ve nesnel tanım arayışıyla şekillenmiştir. " Asıl ve kalıcı varlık idealardır. Kavramlar düşünen benliğimizin içeriği olmanın ötesinde nesnel anlamda da gerçektirler. Ontolojik açıdan asıl varlığı, yani tözü oluşturan idealar, epistemolojik açıdan doğru ve hakiki bilgiyi ve etik açıdan ise evrensel ve mutlak ahlaki ilkeleri oluştururlar.
Sokrates sonrası okullar ve Platon un ahlak felsefesi:
" Epikuros ve Kireneliler için yaşamın en büyük ereği haz olmakla birlikte Epikuros daki haz anlayışı olabildiğince haz elde " etmekten çok acı yokluğunu hedefler.
Aristoteles e göre erdemli davranışın gerçekleşmesi " Tüm irademiz ve davranışlarımızın aklın denetiminde olmasına bağlıdır.
Aristoteles in ahlak felsefesinin önemli kavramlarından birisi:
" Ölçü ya da orta nokta
Aristoteles e göre insanın ayırt edici biçimi ya da formu olmanın yanı sıra ahlaki davranışlarının " da zemini: Akıl ya da akılsal düşünme yetisi Platon ile Aristoteles in evrenseller hakkındaki görüş ayrımı:
" Platon evrensellerin bireysellere aşkın olduğunu ileri sürer, Aristoteles ise evrensellerin bireysellere içkin olduğunu savunur.
Aristoteles Metafizik adlı yapıtında Tanrıyı Kendi kendisini düşünen düşünce olarak tanımlar
Aristoteles'in Tanrı anlayışı: Tanrı her türlü maddi gerçeklikten arındırılmış saf biçimdir. Tanrı Aristoteles in evren tablosunun en üst basamağında yer alır. Tanrı kendi düşünme ediminin hem " öznesi hem de nesnesidir. Tanrı Aristotelesçi kozmolojide evrendeki tüm varlıkların ereksel nedenidir.
Aristoteles e göre insan için en yüksek erek ya da ahlaki hedef:
" Mutluluk
Anlama yetimizle, aklın bilim, sanat ve gündelik kullanımıyla ilgili erdemlere verilen ad: Dianoetik erdemler
Aristoteles de aklımızın isteklerimize, irademize egemen olmasıyla ilgili erdemler: " Ahlaki erdemler
Stoacıların "apatheia sına (duygusuzluk/kayıtsızlık) karşılık Aristoteles in duygu ve " " davranışlarımızın çoğunluğu için geçerli saydığı "metriopatheia ilkesi:
" Ölçü ya da orta nokta
İnsanın ahlaki ve dinsel yolculuğunda, kilisenin otoritesini ve yetkisini, aklın ve felsefesi düşünüşün otoritesi ve yetkisinin üzerinde tutan felsefe: Patristik Felsefe
Plotinus un Tanrı anlayışı: Tanrı hem maddi dünyaya hem de insan aklına aşkındır. Tanrı ancak " mistik esrime içinde sezilebilir. Tanrı kozmolojik hiyerarşinin en üst basamağında yer alır. Tanrı sezgisine yalnızca ahlaki ve ruhsal açıdan belli bir olgunluk derecesine ulaşmış kişiler sahip olabilir.
Tüm erdemlerin en yüksek iyilik ve hakikat olarak Tanrı ya yönelmek ve ulaşmak için bir anlam " taşıdıklarını belirten ve Patristik felsefenin en önemli temsilcisi olan filozof: Augustinus Patristik felsefenin devamı ve Aristotelesçi felsefenin güçlü etkileriyle daha da olgunlaşmış olan Skolastik felsefe içerisinde yer alan filozoflar: Scotus Erigena, Anselmus, Abelardus, Albertus Magnus Ahlak felsefesi bağlamında Thomas Aquinas ın insan anlayışı: İnsan hem kilisenin hem de kendi " aklının yardımıyla dinsel ve ahlaki bağlamda doğru yolu bulmaya çalışır. İnsan iradesi zorunlu olarak iyi olana yönelir. Akıl sahibi bir varlık olarak insan aklının yanıldığı durumlarda kilise otoritesinin yolunu izlerse erdemli ve iyi bir yaşam sürecektir. İnsan özüne, aklına ve imanına uygun davrandığı sürece ahlaksal açıdan iyiyi ister ve gerçekleştirir.
Skolastik felsefenin uzun dönemi boyunca tartışılan en önemli felsefi sorunu: Evrenseller ya da tümeller sorunu Ahlaki olarak insan yaşamını ve kişinin kaderini belirleyen şeyin özgür irade olduğunu savunan Skolastik filozof: Duns Scotus Nominalist bir filozof olarak Occamlı William William evrensellerin birer addan, işaretten ibaret olduğunu savunur. Bilinebilen tek gerçeklik bireysel gerçekliktir. Gerçek anlamda bilgelik ve bilim ancak Tanrıya mahsus olabilir. Occamlı William ın bireysel iradeyi vurgulayan ve temel alan bir " etik anlayışa sahip olduğu söylenebilir.
Felsefi düşünüş bağlamında şüpheci bir tavır sergileyip, felsefenin insanın inancını ve ahlakını temellendirmede vazgeçilmez bir değeri olan ilahiyata ancak bir giriş olarak görülebileceğini savunan İslam filozofu: Gazali Kilisenin otoritesi ile aklımızın ve vicdanımızın bize verdiği kesin bilgi ya da iç bilinç olarak iki temel hakikat ya da doğruluk kriteri olduğunu savunan Ortaçağ filozofu: Augustinus
Intersections The City of Art Historians, 2024
Marginality in the Urban Center, 2019
Stellenbosch Theological Journal, 2022
Lecture at the summer school "Areal linguistics and the languages of Russia", Voronovo, Higher School of Economics, 10-14 September 2018.
Journal of The Japanese Institute of Landscape Architecture, 2011
International journal of innovative research and development, 2024
Wacana Didaktika, 2016
Jurnal Riset Kebidanan Indonesia, 2020
2018
Revista Brasileira de Cirurgia Cardiovascular, 1988
Royal Society Open Science, 2018
Quantum Electronics
Journal of National Heart and Lung Society Nepal
Fetched URL: https://www.academia.edu/10695653/Ahlak_Felsefesi
Alternative Proxies: