sulamak

Turkish

Etymology

From su +‎ -la. Cognate to Azerbaijani sulamaq.

Verb

sulamak (third-person singular simple present sular)

1. (transitive) to water (to pour water into the soil surrounding plants)

   Bahçeyi sulamak çok keyifli.

   Watering the garden is very enjoyable.

Conjugation

Conjugation of sulamak

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			sulamak
impersonal participle	imperfective		sulayan
	perfective		sulamış
	prospective		sulayacak
personal participle	non-prospective		suladığım	suladığın	suladığı	suladığımız	suladığınız	suladıkları
	prospective		sulayacağım	sulayacağın	sulayacağı	sulayacağımız	sulayacağınız	sulayacakları
verbal noun			sulama
way of doing			sulayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sularım	sularsın	sular	sularız	sularsınız	sularlar
		imperfective	suluyorum	suluyorsun	suluyor	suluyoruz	suluyorsunuz	suluyorlar
	past	perfective	suladım	suladın	suladı	suladık	suladınız	suladılar
		imperfective	suluyordum	suluyordun	suluyordu	suluyorduk	suluyordunuz	suluyorlardı
	future		sulayacağım	sulayacaksın	sulayacak	sulayacağız	sulayacaksınız	sulayacaklar
	future-in-the-past	definite	sulayacaktım	sulayacaktın	sulayacaktı	sulayacaktık	sulayacaktınız	sulayacaklardı
		indefinite	sulardım	sulardın	sulardı	sulardık	sulardınız	sularlardı
inferential	perfective		sulamışım	sulamışsın	sulamış	sulamışız	sulamışsınız	sulamışlar
	aorist		sularmışım	sularmışsın	sularmış	sularmışız	sularmışsınız	sularmışlar
	imperfective		suluyormuşum	suluyormuşsun	suluyormuş	suluyormuşuz	suluyormuşsunuz	suluyormuşlar
conditional	simple		sulasam	sulasan	sulasa	sulasak	sulasanız	sulasalar
	perfective		sulasaydım	sulasaydın	sulasaydı	sulasaydık	sulasaydınız	sulasaydılar
optative			sulayayım	sulayasın	sulaya	sulayalım	sulayasınız	sulayalar
progressive			sulamaktayım	sulamaktasın	sulamakta	sulamaktayız	sulamaktasınız	sulamaktalar
necessitative			sulamalıyım	sulamalısın	sulamalı	sulamalıyız	sulamalısınız	sulamalılar
imperative				sula	sulasın		sulayın	sulasınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sular mıyım?	sular mısın?	sular mı?	sular mıyız?	sular mısınız?	sularlar mı?
		imperfective	suluyor muyum?	suluyor musun?	suluyor mu?	suluyor muyuz?	suluyor musunuz?	suluyorlar mı?
	past	perfective	suladım mı?	suladın mı?	suladı mı?	suladık mı?	suladınız mı?	suladılar mı?
		imperfective	suluyor muydum?	suluyor muydun?	suluyor muydu?	suluyor muyduk?	suluyor muydunuz?	suluyorlar mıydı?
	future		sulayacak mıyım?	sulayacak mısın?	sulayacak mı?	sulayacak mıyız?	sulayacak mısınız?	sulayacaklar mı?
inferential	perfective		sulamış mıyım?	sulamış mısın?	sulamış mı?	sulamış mıyız?	sulamış mısınız?	sulamışlar mı?
	aorist		sular mıymışım?	sular mıymışsın?	sular mıymış?	sular mıymışız?	sular mıymışsınız?	sularlar mıymış?
	imperfective		suluyor muymuşum?	suluyor muymuşsun?	suluyor muymuş?	suluyor muymuşuz?	suluyor muymuşsunuz?	suluyorlar mıymış?
conditional	simple		sulasam mı?	sulasan mı?	sulasa mı?	sulasak mı?	sulasanız mı?	sulasalar mı?
	perfective		sulasa mıydım?	sulasa mıydın?	sulasa mıydı?	sulasa mıydık?	sulasa mıydınız?	sulasalar mıydı?
progressive			sulamakta mıyım?	sulamakta mısın?	sulamakta mı?	sulamakta mıyız?	sulamakta mısınız?	sulamaktalar mı?
necessitative			sulamalı mıyım?	sulamalı mısın?	sulamalı mı?	sulamalı mıyız?	sulamalı mısınız?	sulamalılar mı?
Negative declarative
infinitive			sulamamak
impersonal participle	imperfective		sulamayan
	perfective		sulamamış
	prospective		sulamayacak
personal participle	non-prospective		sulamadığım	sulamadığın	sulamadığı	sulamadığımız	sulamadığınız	sulamadıkları
	prospective		sulamayacağım	sulamayacağın	sulamayacağı	sulamayacağımız	sulamayacağınız	sulamayacakları
verbal noun			sulamama
way of doing			sulamayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sulamam	sulamazsın	sulamaz	sulamayız	sulamazsınız	sulamazlar
		imperfective	sulamıyorum	sulamıyorsun	sulamıyor	sulamıyoruz	sulamıyorsunuz	sulamıyorlar
	past	perfective	sulamadım	sulamadın	sulamadı	sulamadık	sulamadınız	sulamadılar
		imperfective	sulamıyordum	sulamıyordun	sulamıyordu	sulamıyorduk	sulamıyordunuz	sulamıyordular
	future		sulamayacağım	sulamayacaksın	sulamayacak	sulamayacağız	sulamayacaksınız	sulamayacaklar
inferential	perfective		sulamamışım	sulamamışsın	sulamamış	sulamamışız	sulamamışsınız	sulamamışlar
	aorist		sulamazmışım	sulamazmışsın	sulamazmış	sulamazmışız	sulamazmışsınız	sulamazmışlar
	imperfective		sulamıyormuşum	sulamıyormuşsun	sulamıyormuş	sulamıyormuşuz	sulamıyormuşsunuz	sulamıyormuşlar
conditional	simple		sulamasam	sulamasan	sulamasa	sulamasak	sulamasanız	sulamasalar
	perfective		sulamasaydım	sulamasaydın	sulamasaydı	sulamasaydık	sulamasaydınız	sulamasaydılar
optative			sulamayayım	sulamayasın	sulamaya	sulamayalım	sulamayasınız	sulamayalar
progressive			sulamamaktayım	sulamamaktasın	sulamamakta	sulamamaktayız	sulamamaktasınız	sulamamaktalar
necessitative			sulamamalıyım	sulamamalısın	sulamamalı	sulamamalıyız	sulamamalısınız	sulamamalılar
imperative				sulama	sulamasın		sulamayın	sulamasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sulamaz mıyım?	sulamaz mısın?	sulamaz mı?	sulamaz mıyız?	sulamaz mısınız?	sulamazlar mı?
		imperfective	sulamıyor muyum?	sulamıyor musun?	sulamıyor mu?	sulamıyor muyuz?	sulamıyor musunuz?	sulamıyorlar mı?
	past	perfective	sulamadım mı?	sulamadın mı?	sulamadı mı?	sulamadık mı?	sulamadınız mı?	sulamadılar mı?
		imperfective	sulamıyor muydum?	sulamıyor muydun?	sulamıyor muydu?	sulamıyor muyduk?	sulamıyor muydunuz?	sulamıyorlar mıydı?
	future		sulamayacak mıyım?	sulamayacak mısın?	sulamayacak mı?	sulamayacak mıyız?	sulamayacak mısınız?	sulamayacaklar mı?
inferential	perfective		sulamamış mıyım?	sulamamış mısın?	sulamamış mı?	sulamamış mıyız?	sulamamış mısınız?	sulamamışlar mı?
	aorist		sulamaz mıymışım?	sulamaz mıymışsın?	sulamaz mıymış?	sulamaz mıymışız?	sulamaz mıymışsınız?	sulamazlar mıymış?
	imperfective		sulamıyor muymuşum?	sulamıyor muymuşsun?	sulamıyor muymuş?	sulamıyor muymuşuz?	sulamıyor muymuşsunuz?	sulamıyorlar mıymış?
conditional	simple		sulamasam mı?	sulamasan mı?	sulamasa mı?	sulamasak mı?	sulamasanız mı?	sulamasalar mı?
	perfective		sulamasa mıydım?	sulamasa mıydın?	sulamasa mıydı?	sulamasa mıydık?	sulamasa mıydınız?	sulamasalar mıydı?
progressive			sulamamakta mıyım?	sulamamakta mısın?	sulamamakta mı?	sulamamakta mıyız?	sulamamakta mısınız?	sulamamaktalar mı?
necessitative			sulamamalı mıyım?	sulamamalı mısın?	sulamamalı mı?	sulamamalı mıyız?	sulamamalı mısınız?	sulamamalılar mı?